"Senin yansıman olmak istiyorum."
"Ben Jiminle bir konuşayım neymiş konu.." dediğimde birden beni durdurarak "Tanrı sana beni vermiş , otur aşık ol bi' zahmet, çıkma dışarı." deyip kapıdan çıkmıştı.
Kapı kapandıktan sonra koridorda sesi yankılanmıştı.
"Lan Jimin!" kafamı koridora uzatmıştım.
"Gel buraya serçe parmak yarışı yapacağız!" dediğinde gülmüştüm. Jungkook ciddi ciddi kollarını sıvayarak Jimin'in arkasında giderken onu tutmuştum.
"Gitme.." dediğimde olduğu yerde kalmıştı. "Sebep?" derken önüne gelen saçları onu daha karizmatik yapıyordu.
"Seni tartışırken görmek hoşuma gitmiyor." dediğimde derince nefes alıp vermişti. Elini göz altımda gezdirmişti.
"Uykun var. Hadi yatağına dön." dediğinde içimden gelen hisle elini tutmuştum.
"Sorun çıkmayacak değil mi?" dediğimde başını sallamıştı yavaşça.
"Senden farklı düşünüyor olmam düşünmediğim anlamına gelmez tamam mı tatlım?" sadece ona bakıyordum. Uğraşmayacaktım. Zaten oldukça kaç gündür içimde bastırdığım aile özlemi vardı. Ve en basit şey bile beni zorlayacağı zaman içimden gelen ağlama isteğini durduramıyordum. Ayaklarımı sürüyerek odama dönerken hemşire koridora dönmüştü.
"Jungkook!" diye seslendiğinde ben de Jungkook'a dönmüştüm.
Hemşire koluna girip onu aşağı götürürken sadece bakakalmıştım. Odadan ceket ve maskemi alıp aşağı inmiştim. Ortalıkta kimse yoktu. Yemekhane görevlisi bana seslendiğinde irkilmiştim.
"Ne yapıyorsunuz burada?" , "A-a sıcak suya ihtiyacım var.." dediğimde bardakta su getirmişti. Masalardan birine bardağı bırakıp snacks kutusuna doğru yönelmiştim.
"Ah çilekli var, umarım sever.." diye aldığım meyve suyuyu masama koymuştum. Tüm odaların kapısını görebileceğim şekilde oturmuştum.
Jungkook
"Abla ne söyleyeceksen söyle çünkü bahçedeyiz artık , yol bitti." dediğimde sinirle bana dönmüştü. "Havuza girdin mi Jungkook?!" dediğinde duraksamıştım.
"O havuza hep giriyordum sorun ne?" dediğimde telefonları bana uzatmıştı.
"Tek girmemiş gibi gözüküyorsun?" gözlerini benden ayırmamıştı.
"Yunseo'nun telefonu bozuktu. Onu tamir etmeye çalışırken elimden kaydı ve düştü, hepsi bu." dediğimde yemesini ümit ediyordum. Omzuma vurmuştu.
"Bak şu kıza da düzgün davran kardeş filan demem seni ağlatırım." dediğinde gülmüştüm.
"Bunu sadece ben biliyorum. Kimsenin kulağına gitmesin." arkasını dönüp gidecekken koşar adımlarla yanına gitmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔
FanfictionKöprücük kemiğini öpüp uzaklaşırken aramızdaki mesafeyi kapatıp "Şu işin adını koyalım. " dediğinde beni kendine çekmişti. Bir kaç kelime döküldü dudaklarımdan, öpüşüyle kapandı yaram. Köprücük kemiğinde uyuttu beni, kollarıyla ruhumu saran adam. ...