2.0

1.4K 174 218
                                    


"Ezberimden çıkmayan şiirim ol istiyorum."

"Bana Yunseo demeyi kes!" , "Ananas kafa , kraliçe arı , sosyal bukalemun.. Daha da bulamadım sana isim vişneli çöreğim.." dediğinde kendi kendime gülesim gelmişti.

"Kapının kolu kırıldı.." dediğimde tekrar gülmüştü.

"Bekle geliyor Spidermanin!" dediğinde gülmüştüm. Balkondan gelmesini beklerken tekrar kapıma vurulmuştu.

"Yunseo! Spiderman öpücüğü de verecek misin gelirsem?" dediğinde beni deli etmişti.

Birden balkona koştuğumda o da balkondaydı.

"Sakın gelme bak! Seni aşağı iterim!" dediğimde aramızda boşluk bile yok denilecek kadar azdı.

Atlamıştı.

Şapşal ! 

Hızla balkona gidip kapıyı kapatsam da ayağını sıkıştırdığı için birden itince arkaya sendelemiştim.

"Jungkook! Git başımdan!" dediğimde kolumdan tutarken balkonu kapatmıştı. Hızla yatağa ittikten sonra doğruca kapıya yönelmişti. 

"Kraliçe arı hiç uslu durmuyorsun.." kapının kolunu göstererek "Bunu nasıl çıkarmayı becerdin tanrı aşkına?" dediğinde kollarımı bağlayarak ayağa kalkmıştım.

"Gitsene sen işlerin filan vardır ne dersin?" dediğimde kapının kolunu yere atarak ayağa kalkmıştı; arkaya adım atmıştım. Olduğu yerde kalırken yüzü ciddileşmişti.

"Neymiş işlerim?" sanki bunu sormasını beklermiş gibi

"Kızlara soda ısmarlamak , telefonda flörtleşmek , tepki ölçm- " ağzımı kapatıp yüzüme doğru konuştuğunda nefesini hissetmiştim.

"Tek sen deli oluyor sanıyorsun kendini herhalde?" ciddiyetini kabul edememiştim bir an. Birden kolunu tutup onu itmeye çalışınca belimden de kendini desteklemişti. 

"Bana bak kraliçe arı, eğer beni kıskandıracak şeyler yaparsan-" ayağına basıp ayrılmamızı sağlamıştım.

"Ne yaparsın cey-keyy!" dediğimde burnundan soluduğunu görmek zevkliydi. Burnumu sıkmıştı. Ardından dolabıma yöneldiğinde onu durdurmaya çalışma çabam başarısız kalmıştı.

"Elman yok , neden?" diye bana döndüğünde pencereden aşağı bakıyordum. Yanıma gelerek kollarını bağladıktan sonra bana omuz atmıştı.

"Şu karşı evdeki çiçekli pencereyi görüyor musun? " , "Evet, güzel gözüküyor." dediğimde bana baktığını hissetsem de ona dönmemiştim.

"Dünya bu apartman ise sen o çiçekli penceresin benim için.." dediğinde ona bakmıştım. Telefondaki konuşmasından sonra bana böyle davranması garibime gidiyordu.

"Jungkook.." , "Dinle.." dediğinde onunla göz göze gelmiştik.

"Senin kokunu çekenin nefesini keserim gibi cümleler kuran manyak heriflerden değilim, bunu anla. Sana direkt söylüyorum." dediğinde ona kapılmamak için bir yerlerden tutunmam şarttı. O bahaneyle pencereyi açmıştım. Jungkook'a dönerek

"Peki sen 3 milyar 750 milyon sen milyar sen para çekmişsin sen bu parayı ne yaptın evde çocuklar açtır sen para vermiyorsun sana tüp mutfağın tüpü bitiyor sen bana ne diyorsun biliyosun senin dinini imanını.." dedikten sonra omzuma vurarak gülmüştü. Kolumdan tutup camı kapatıp beni yaslamıştı.

"Bak sen benimle güzelsin , bensiz kertenkeleye benzersin.." dediğinde ben de ona bir tane yapıştırmıştım. Kahkaha atarken bana sarılmıştı. Ayrılmaya çalışınca elini başıma koymuştu.

"Kimse yok burada neden bana uzaksın?" dediğinde sesiyle sanki biri ruhumu söküp almış kollarına yığılmış gibi hissetmiştim. 

"Emin değilim." dediğimde yüzüme bakmıştı anlamaz biçimde. Kolları gevşeyince aradan sıyrılmıştım. 

"Duygusal boşlukta olmandan korkuyorum." dediğimde "Hiç biriyle senin kadar yakın olduğumu hatırlamıyorum ama ana sınıfındaki kız ve ilkokuldaki ve ortaokuldaki ve.." diye devam ederken kahkaha atmıştı. Büyük ihtimal yüz şeklimeydi tepkisi. 

"Herkesten elektrik alırsam faturayı ödeyemem bebeğim." eliyle yüzümü okşamaya kalktığında onu itmiştim. Şuan gülüşü bile itici geliyordu.

"Jungkook git odana ya !" dediğimde zorla sarılmıştı bana. "Ne , ne derdin söyle bana hadi.." kollarını çözmüştüm.

"Ben sana candy crushımsın dedim mi , sarılıp durma.." , "Yani olursam candy crush olacağız,tamam." dediğinde beni ciddiye almadığı için sinirim bozulmuştu. Oflayarak yatağa oturmuştum. Sakince o da koltuğa oturmuştu. Parmaklarımı birbirine dolayarak 

"Bak yaklaşık iki ay oldu ve bence birbirimizi hiç tanımıyoruz." dediğimde onaylar bir ifade takınıyordu.

"Fay hattı olsam bu kadar kırılmazdım Yunseo.İnan bana." dediğinde şaşkınca ona bakmıştım.

"Ne dedim ki şimdi ben? Birden sevgiyi tüketip birbirimizden sıkılmamız hata olmaz mı?" dediğimde "Ha sen beni reddettin sandım , reddetmedin değil mi?" dediğinde gülümsemiştim. Kapı çaldığında dikkatimizi oraya vermiştik. 

"Yunseo.. Konuşmamız gerek.." diyen Jimin'in sesi endişeliydi. Hayır ona da gel atla diyemezdim ya.. Kapıya yaklaşacağım sırada Jungkook da ayaklanmıştı. Kapıya yaklaşıp sessizce cevap vermiştim.

"Mochi!" dediğimde Jungkook beni taklit etmişti. Sinir.

"Yunseo , müsaitsen koridora gelebilir misin?" , "Kapımın kulpu kırık, çıkamıyorum. Acil mi?" dediğimde "Havuzda iki telefon bulmuşlar geçen gece ıslaktınız. Senin olmadığından emin olmam gerek." dediğinde Jungkookla birbirimize bakmıştık.

"A-a Jimin, endişelenme ve uyumaya git." , " Kapını yarın sabah açtırırım merak etme. Bir de Jungkook başına bela açıyor , ona dikkat et." dediğinde "İyi geceler.." diyebilmiştim sadece. Jungkook daha çok bilenecekti ona. Jungkook kapının kolunu alıp yerine taktıktan sonra bir şeyler denemişti ve o sinirle kapıyı zorla da olsa açmıştı.

"Ben Jiminle bir konuşayım neymiş konu.." dediğimde birden beni durdurarak "Tanrı sana beni vermiş , otur aşık ol bi' zahmet, çıkma dışarı." deyip kapıdan çıkmıştı.

Kapı kapandıktan sonra koridorda sesi yankılanmıştı.

"Lan Jimin!" kafamı koridora uzatmıştım. 

"Gel buraya serçe parmak yarışı yapacağız!" dediğinde gülmüştüm. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Nasıl nasıl özledim üzümlü keklerimi~i 

Sağlıcakla kalın , sevebilecek arkadaşlarınızı etiketleyin ballar

Sağlıcakla kalın 

ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin