3.5

801 107 227
                                    

"Namju.." der demez geri adım atmamla Jimin'in kolumdan tutup koridora indirmesi bir olmuştu. Bağırarak yardım istemeye çalışsam da arka taraftan ön tarafa doğru sesin gidip gitmeyeceğinden emin bile değildim. Jimin ilk defa zor kullanıp ağzımı kapatmıştı. Acımasızca elini ısırdığımda Namju kucaklayarak zorla bahçeye çıkardığında çırpınmaktan başımı kapıya vurup sersemlemiştim. Sesler git gide yok olurken bedenimin yumuşak zeminle buluştuğunu hissetmiştim.

Jungkook

Odaya çıkmasına öylece izin versem de içim içimi yiyordu. Koridorun tersine doğru yürürken adımları onun gittiği tarafa doğru sürüklemem gerektiğini hissediyordum. Karşıdan öfkeyle gelen Jin hyungla göz göze geldiğimizde ellerimi cebime koyup onu beklemişti.

Öfkeden dudaklarını büzerken elini omzuma attığımda başını sağa sola yatırıp çenesini kaşımıştı. 

"Neyin var hyung?" dediğimde gözlerini açarken yüzü kızarmıştı.

 "Bi kadın arkadaş DM atmış, sakalların yokken aynı g*tüme benziyorsun a*ına k*yduğumun şoparı diye h*ss*kt*riniz oradan hanımefendi dedim sizin böyle bir g*tünüz olsa victoria secret defilesinde meşale sallarsınız!" dediğinde kahkaha atmaya başlamıştım. Yüzünü göstererek "Hayatında böyle bir g*t gördü mü acaba?" derken omzunu patpatlamıştım. Koridoru yürüyüp aşağı inmiştik. Merdivenlerde de Jin hyung kamerasını arka bahçedeki ağaca düşürdüğünü anlatıyordu.

Kantine vardığımızda bahçe kapısından Jimin üzerini çırparak içeri girmişti. Ben gözlerimi çevirirken Jin hyung "Kim tırmaladı seni?" diye güldüğünde dikkatle bakmıştım. Kolunda ve boynunda tırnak izleri vardı. Hafif sırıtarak "Kediyi sevmeye çalıştım." diyerek gözlerini kaçırıp yukarı çıkmıştı. Jin hyung arkasından bakmıştı. Bana dönerek "Naptı lan acaba kediye? Hayvanı nasıl sevmeye çalıştıysa.." derken "Bahçede kedi var mı ki ?" demiştim. Ben olduğum yerde kalırken Jin hyung yemekhaneye ilerlemişti. Jimin'in hareketleri ne kadar garip olsa da Jin hyung'u takip edip pencere kenarına denk gelen masaya oturmuştum. Arkama yaslanıp bahçeye bakarken kedi  olup olmadığını kontrol ediyordum.

"Neye bakınıyorsun?" diyen hyunga dönerken önüme maden suyu bırakmıştı. 

"Kedi var mı ona.." , "Yunseo da yok." dediğinde sessizce başımı sallamıştım. Maden suyunu yudumlarken "Odasına çıkmak istediğini söyledi." dediğimde histerik gülerek "Odada yoktu ki.." dediğinde bakışlarımı ona çevirmiştim. Hızla masadan kalkıp merdivenleri ikişer üçer çıkıp onun katında bulmuştum kendimi. Odaya hızla ulaştığımda kapıyı çalmıştım. Ses olmadığı için

"Konuşmak istemiyorsan sorun değil ama en azından ses versen?" dediğimde tekrar kapıyı çalmıştım. Arkamdan gelen Jin hyung

"Geliyoruz bak içeri?" dediğinde kapıyı açmam için geri çekilmişti. Kapıyı açtığımda odada kimse yoktu. Birden merdivenleri hızla inen Jimin bana doğru koşarak 

"Bu ne bilmiyorum ama odamda buldum." dediğinde sinirle ona baksam da elindeki kağıdı almıştım. 

Taburcu oldum. Namju eski erkek arkadaşım ile barıştık. Senin olayını da detaylı öğrenmek için yakınlık kurdum. Anlamsız ama özür dilerim

Yunseo

Göğsümün hırladığını hissettiğimde Yunseo'nun odasına girip kapıyı kapatmıştım. Kilitledikten sonra eşyalarının olup olmadığını kontrol etmeye başlamıştım. Yoktu. Odadaki masayı yere yıkarken banyodaki perdeleri aşağı indirmiştim. "Yalan.." diyerek küçük de olsa bir işaret ararken kendime , yoktu. Yatağa oturup sakince beklemiştim. Dışarıdan ısrarla Jin'in kapıya vurmasını umursamıyordum. Sesler de bulanıklaşıyordu. Onunla yaşadığım her şey gözümün önünde belirirken uzun zaman sonra ilk defa ağlamak istemiştim. İşaret ve baş parmağımı iki kaşımın arasına bastırıp sakinleşmeyi denerken komodine bir şekilde vurup devirmiştim. Çekmecenin açılmasıyla bazı notlar ve fotoğraflar dökülmüştü. 

ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin