Sınırları azalt falan denilmiş vallahi önceki bölümdeki sınırın aynısını koyuyorum, fazlası yok sldklsd herkes oy atsa bölüm de seri gelir kusura bakmayın. Oy vermeden okuyanlar oy verenlerin hakkını yiyor zaten orası ayrı mesele de şifreleme hakkım olsa gerçekten hakkını vererek okuyanlara verirdim o hakkı da ksjdks
Oylamadan ve paragraf arası yorum yapmadan geçmeyiniz~
Birden bana dönmesiyle kahkaha atmaya başlamıştım.
"Jimin?!" dediğimde gülmeye devam ederken Jungkook gelip aramıza girmişti.
"Pavyon sahibi Jin'in köylü kızı Jemileye aşkını anlatan bu kavgadan uzaklaşalım hayatım,gel." dediğinde gülerek odaya geri dönmüştük. Jungkook koltuğa oturarak
"Gelelim bizim konumuza.." dediğinde anlamazmış gibi davranarak "Bizim konumuz yok Jungkook, sen beni çıldırtmak mı istiyorsun, bizim konumuz yok!" dediğimde gülmüştü.
"Yoksa onu da yaparız." dedikten sonra ayağa kalkmasıyla tekrar koridorda bağrışma çıkmıştı. Yavaşça kapıyı açarak
"Guzum virus var çıkman dışarı , ölürük valla aman diyim." dediğinde kahkaha atmaya başlamamla kapıyı kapatıp bana bakmaya başlamıştı. Gülmeme son verip ona baktığımda yan gülüşünü yüzünden indirmeden iki elini birbirine yaklaştırıp parmak uçlarını birbirine değdirdikten sonra
"Yunseo Oktar güzelliğinden gözümü alamadığım içimi titreten güzel aşkım bi'tanemin sohbetine başlıyoruz inşallah." dediğinde şaşkınca ona bakmaya devam etmiştim. Birden ellerini indirip kendi yaptığı şakaya gülmeye başlamıştı. Ve ardından kapıya yakın gelen Jin'in sesinden sonra ben de gülmeye başlamıştım.
"Jin'den etkilenmiş olmalısın." dediğimde birden ciddileşerek "O kim?" dediğinde kapıdan gelen sesi işaret etmiştim. Boğazını temizleyerek
"Neyse.. Konumuza dönelim." , "Bence sen odana dön." diyerek arkana döndüğümde kolumdan tutup
"Yani eviriyon çeviriyon lafı çaktırmadan istediğin yere getiriyorsun." dedikten sonra filmden aldığı replikleri neden taramalı gibi söylediğini anlamıyordum. Kapıyı açıp gitmesini ister gibi koridora bakmıştım. Kolumu bırakıp hiçbir şey söylemeden çıkmıştı.
Jungkook
Sinirle odadan çıkarken eski odamın kapısını açık görünce girip bakmıştım. İçeriyi saran noodle kokusu beni büyülerken içerideki eşyaları küçük dokunuşlarla incelemeye başlamıştım. Birden bağırarak
"Aptal mısın sen? IQ'ün kaç senin?" diyen kişiye döndüğümde horozlanarak "120 galiba!" dediğimde "Benimki 107!" diyip gülmesine ben de gülmüştüm.
"Jin sen misin?" dediğimde elindeki chopstickleri bana doğru sallayarak "Büyük ihtimal benden küçüksün , hyung de bana.. Masaya otur." demesine şaşırmıştım.
Yastığının altından aldığı chopstickleri de masaya koyarken elindekileri bana vermişti. Karşıda bir yeri göstererek
"Şuradaki kamerayı başlat." dediğinde "Ama ben çıkmak istemiyorum." dediğimde "Eat Jin programına katılacaksın bu ne demek biliyor musun?!" dediğinde sesi fazla çıkınca sakince kameranın yanına gitmiştim.
"Kayıt", "Kayıt! Ekşın." başlatıp eski yerime oturmuştum.
"Bugün ne yapıyoruz? Bugün aburcubur yiyen bir Eat Jin çekiyoruz , o yüzden programın bugünkü ismi Aburcubur Jin. Hadi başlayalım. Kameramanımız Ceykey!" dediğinde tepem atmıştı. Birden kamerayı kendime çevirip
"Ben de su içiyorum bugünkü menü.." dediğimde seslenerek "Jungkook beni çekmiyor musun?" demesine üzerine "Hayır Hyung bu Eat Jin değil Eat Kook!" demem üzerine sinsice gülerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔
FanficKöprücük kemiğini öpüp uzaklaşırken aramızdaki mesafeyi kapatıp "Şu işin adını koyalım. " dediğinde beni kendine çekmişti. Bir kaç kelime döküldü dudaklarımdan, öpüşüyle kapandı yaram. Köprücük kemiğinde uyuttu beni, kollarıyla ruhumu saran adam. ...