₪
"Böyle ölmem füze atsaydın korona"
"Kraliçe arı! Ses ver şimdi!" diye seslendiğinde
"Buradayım, yakındasın.." dediğinde nefesini hissettiğimde sarılmıştım.
"Korktun mu?" fısıltıyla çıkan sesinden sonra başımı okşamıştı. Korkmadım sadece içimden geldi diyemedim. Ondan ayrılırken elinde tuttuğu telefonun fenerini yere tutmuştu.
"Aşağı mı inmek istiyorsun yoksa odana mı döneceksin?" , "Sen nereye gideceksin?" dediğimde kolunu uzatmıştı. Koluna girdiğimde birlikte aşağı inmiştik.
"Yemek yemediysen yemekhane kapanmadan gitmeliyiz.." , "Ama sen yedin.." dediğimde birden durmuştu.
"O gülen gözlü çocuğun getirdiğini yiyeceğimi mi düşündün?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Alt kata indiğimizde nedense elektrik vardı. Kafamı kaşırken
"Burada elektrik var sadece bizim katta mı yok?" dediğimde omuz silkerek yürümeye devam etmişti.
Kantine indiğimizde masalardan birine oturmuştuk. Ellerini cebinden çıkartarak masada ritim yapan Jungkook
"Ben ne yemek var gidip bakayım.. Sen de tek otur burada.." dediğinde gülümsemiştim. Telefonunu masaya bırakmıştı. Yemekhaneye girdiğinde telefonu çalmıştı.
Eun-ji
Profili de çıkmıyor kim acaba ? Bana ne canım..
.
Jungkook elinde tepsiyle döndüğünde ona bakarak telefonunu göstermiştim.
"N'oldu? , "Çaldı." dediğimde tepsiyi bıraktığında elinin kirlendiğini fark etmişti.
"Kim aramış bakabilir misin?" gözümün daha önce kaydığını belli etmeyerek ilk defa görecekmiş gibi telefonu elime almıştım. Son arama kaydına girdiğim an mesaj gelmişti.
Eun-ji
Jungkook selam, ne zaman bir görüşebiliriz ? Tarihleri konuşmamız lazım Miami oteli ve parayla ilgili başka bir şey daha konuşacağım.
Okuduğum mesaja bakakaldığımda Jungkook telefonu elimden almıştı elini sildiği toparlak peçeteyi tepsiye bırakırken. Ona bakmadan tepsiyi kendime çekip çorbayı yudumladığımda ağzımın yanmasıyla iç çekmiştim. Jungkook telefonu masaya bırakıp hızla peçeteyi dudaklarıma bastırmıştı.
"Duman çıktığını görmedin mi?" dediğinde peçeteyi alıp başımı çevirmiştim. İç güdüm ona trip atmam gerektiğini söylüyordu. Sandalyemi geri çekip tepsiyi itmiştim. Masadan kalkıp lavaboya yöneldiğimde hızla yüzüme su çarpmıştım. Kafamda bin türlü soru dönüyordu. Ne olursa olsun ona kendimi kaptırmamalıyım. Jimin neden seni dinlediysem?!
Yüzümü silip çıktığımda masadan uzakta Jungkook'a bakmıştım ama masada değildi. Başımı eğdiğimde yemekhanenin girişinde telefonla konuşuyordu. Hiçbir tavır takınmamam gerekti ve ona arkadaş gibi davranmalıydım. Masaya oturduğumda Jungkook hala geldiğimi görmemişti. Çorbayı kaşıkla oynadıktan sonra yavaşça yudumlarken omzuma birinin dokunmasıyla o tarafa dönmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔
FanficKöprücük kemiğini öpüp uzaklaşırken aramızdaki mesafeyi kapatıp "Şu işin adını koyalım. " dediğinde beni kendine çekmişti. Bir kaç kelime döküldü dudaklarımdan, öpüşüyle kapandı yaram. Köprücük kemiğinde uyuttu beni, kollarıyla ruhumu saran adam. ...