"Kolonya döktüm yollarına , korona olmadan gel kollarıma"
8.23
Sabah yatakta gerilmemle telefon yerle buluşmuştu. Yataktan yere doğru baktığımda
"Ya! Olamaz!.." derken telefona uzanmıştım. Ekranının kırılmış olmasına mı yanmalıydım bir daha kullanılamayacak gibi gözükmesine mi? Hızla ayaklanıp telefona vurmaya başlamıştım.
Ekran vardı ama yok gibiydi de.. Lanet!
Nasıl video çekecektim ki?!
Hızla giyinip aşağı inmiştim.
9.12
Her zamanki masaya oturup ekranı kırılmış telefonuma bakıyordum.
Ah, gerçekten dayanılmaz bir histi.
Birden başımı biri okşayarak yanıma oturduğunda
"Jungkook?" diyerek başımı kaldırmıştım. Jimin histerik gülerek elindeki atıştırmalıkları masaya bırakmıştı.
"Onu bekliyorsan gideyim.." dediğinde gülümseyebilmiştim sadece. Bir yandan yiyip bir yandan da konuşuyordu.
"Sen neden yemiyorsun?", "Moralin mi bozuk?","Bak şu çok güzelmiş sen de al.." konuşmama bile fırsat vermiyordu.
"Yavaş ye boğulacaksın.." dediğimde başımı çevirmemle Jungkook'un koridora döndüğünü görmüştüm. Neden gelmemişti buraya? Bakmamıştı bile..
"Sana sabah mesaj attım neden dönmedin?" dediğinde Jimin'e dönmüştüm.
"Telefonum kırıldı sabah.." cebinden telefonunu çıkarıp uzatmıştı.
"Bunu al.. Ben de başka var , biraz çöpçüyüm de.." dediğinde gülmüştüm.
"Hayır , kendim halletmeliyim. " telefonu önüme iterek
"Al işte şunu , senin olsun demedim ki kullan dedim.." dediğinde emin olamadan telefonu almamıştım. Bir de seninkini kırayım tam olsun Jimin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔
Fiksi PenggemarKöprücük kemiğini öpüp uzaklaşırken aramızdaki mesafeyi kapatıp "Şu işin adını koyalım. " dediğinde beni kendine çekmişti. Bir kaç kelime döküldü dudaklarımdan, öpüşüyle kapandı yaram. Köprücük kemiğinde uyuttu beni, kollarıyla ruhumu saran adam. ...