₪
" Yayıldın sağa sola, yaktın bizi korona "
Gece 02:54
"Evet anne iyiyim, videolar yüklüyorum zaten. Beni oradan görebilirsin , merak etmeyin her şey yolunda..", "Hem virüsün ulaşamayacağı yükseklikte bir odada kalıyorum(!)" derken gülüyordum. Annem de dalga geçtiğim için kızıyordu.
Haber ajansındaki tüm ekip karantina altına alınmıştı. Ekip arkadaşlarımı dahi göremeden küçük bir odaya alınıvermiştim. Odanın küçük bir balkonu vardı. Zannımca binadaki son odanın köşesinde kalıyordum.
Kapı aralandığında hızla içeri giren hemşire
"Otur bakalım, ateşini ölçelim." derken başıma silahmış gibi dayadığı termal kamera tüyler ürperticiydi. Gözlerini diktiği termal kameradan sonra uzanmamı istemişti.
"Gece dinlen. Hiçbir yere kalkma." derken çekmeceden çıkardığı maskeyi komidine bırakmıştı.
"Bu maskeleri de tak, insanlarla yakın mesafe yasak anlaşıldı mı?" derken başımı sallamıştım.
Çıkmadan önce balkonu ve pencereleri kapatmıştı.
.
Hemşire odadan çıktığında yataktan kalkıp pencerenin perdesini aralamıştım. Şehir ölü gibiydi. Telefona ise hastanede olmama rağmen yarım saatte bir mesaj geliyordu.
23.03.20 03:11
"Vaka ve ölüm sayısı artıyor ; lütfen zorda kalmadıkça dışarı çıkmayın , çıkacak olursanız maske takın."
Evet, ne kadar dalga geçsek de virüs ciddiyetini belli ediyordu. Sokakta insan gözükmese de yine başına buyruk hayatını yaşamaya devam eden çoktu. Birden koridordan gelen bağrışma sesleriyle kapıya yönelmiştim. Kulağımı dayasam da sesler tam net değildi.
Kapıyı aralayıp başımı uzatmıştım.
Biri karantina altına alınmaya direniyordu. Beyaz giysili sağlık personelleri ise korku filmlerindeki klonlama yapan doktorları andırıyorlardı. Zorla onu yan tarafımdaki odaya soktuklarında ben de kapımı kapatmıştım.
Gece 3'ü geçerken duvarın arkasından gelen söylenme söslerine dayanamaz hale gelmiştim.
Geldiğim andan beri genzimden gitmeyen hastane kokusu ile karın gurultum birleşmişti. Maskelerden birini takıp kapıya yönelmiştim.
Başımı uzattığımda ortalıkta kimse gözükmüyordu. Yavaşça arkamı dönüp kapıyı kapattığımda biriyle çarpışmıştım. Kolumu tutup sızlanırken
"Kusura bakma." deyip önüne dönmüştü. Kapısının üstüne
Korona değilim, sadece soğuk algınlığı! ,, yazmıştı.
"Devletin malına neden zarar veriyorsun?" dediğimde umursamamıştı bile.
Yavaşça merdivenleri inip atıştırmalıkların olduğu bölüme gelmiştim. Hemşirelerden biri elime maske uzatmıştı.
"Daha dikkatli ol küçük hanım. Odana yarın yiyecek göndereceklerdir." dediğinde daha fazla söylenmeden uzaklaşmıştı. Para atıp aldığım atıştırmalıkları açarken kapıda gördüğüm çocuk elleri cebinde yürüyüp gitmişti.
"Maskesiz ne yapmaya çalışıyor bu çocuk. Koronayla karşı karşıya oturup konuşmak , anlaşmak gibi fikirleri var gibi gözüküyor." diye kendi kendime söylenerek odama çıkmıştım.
Kontrolcü bir insandım. Bu hayatımın kuralı değildi ama sadece aykırı şeylere simetri hastalığı olan insanlar gibi gıcık oluyordum. Görüş alanımdan çıkması zor gibi gözüküyordu.
Yan odamda korona karantinasında olan çocuk kendini grip sanıyordu..
Odama çıkarken kapısında yazan yazının üstüne çizgi atmıştım.
Kabullenmeyi dene!,, yazıp odama girmiştim.
♥rabitkook ve 23.346 beğeni
Gece 3'ü geçiyor.. Tatlı snackerlarımla odama döndüm. Yarın canlı yayında buluşalım..
.
Çiçeklerim deyince herkese, flörtöz bir yazara dönüşüyormuşum öyle diyolla djdjklm
O halde çiçeklerim (djdjkl)
Lütfen kitabı kütüphanenizde saklayın ve kalbinizde yer verin. 🍃
Yorumlara , bir de güzel parmaklarınızla minik yıldıza dokunun <3
Sağlıcakla kalın :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔
FanficKöprücük kemiğini öpüp uzaklaşırken aramızdaki mesafeyi kapatıp "Şu işin adını koyalım. " dediğinde beni kendine çekmişti. Bir kaç kelime döküldü dudaklarımdan, öpüşüyle kapandı yaram. Köprücük kemiğinde uyuttu beni, kollarıyla ruhumu saran adam. ...