3.1

1K 125 225
                                    

"Ne istiyorsun gerçekten Jungkook?!" diye çıkışınca 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ne istiyorsun gerçekten Jungkook?!" diye çıkışınca 

"Gerçekten randevulaşalım." şaşırmıştım. Onca çelişkinin içinde neden bizi netleştirmek istediğine anlam verememiştim. Ayağa kalkıp koluptan tuttuktan sonra hızla karanlık koridora doğru koşmaya başlamıştık. Alt kata inerken onun odasına doğru gittiğimizi anladığımda elimi çekip duraksadığımda dönüp bana bakmıştı.

"Odamda fener var,onu alalım." dediğinde tekrar elimi tuttuğunda geri çekmiştim.

"Jungkook, bana zaman ver." dediğimde gözlerini açıp bana baktığını hayal edebiliyordum. Elektrikler geldiğinde gözlerimiz kavuşunca geri adım atınca kolumdan tutmuştu.

"Ne kadar bir zamandan bahsediyorsun? Bir saat, bir gün, bir hafta..Ay mı yıl mı?" dediğinde derin bir nefes aldıktan sonra kolumu çekip kırpmamak üzere tekrar gözlerine bakmıştım.

"Bu anlattığın olayı biraz sindirene kadar.." dediğimde elini oflayarak beline koymuştu. 

"Sahnede dansöz oynarken sözleri acıklı Serdar Ortaç şarkıları gibi bir ilişkimiz olması çok yorucu.." dediğinde hafif gülerek gergin yüzüne bakmıştım. 

"Namju ile bağın neydi senin? Anlatmıştır benim avukatımdı." dediğinde "Daha çok senin yüzünden işinden olduğunu anlattı bana." dediğinde içinden küfür eder gibi bir hale bürünmüştü. 

"Benim yüzümden değil, babam onu kovdu. Sonra iş bulması zorlaştı. İkna edemedim." dediğinde başımı sallamıştım. Kimseyi ailesinin yaptıklarından sorumlu tutamazdık. Parmaklarını çeneme getirip başımı kaldırmıştı.

"Bu olaydan dolayı benden uzaklaşıyorsan tamamen bitirelim, güvenmiyorsan birine parmaklarımın yüzünde gezmesinden bile kirlenmiş hissedersin." derken parmaklarını çekerken elini tutmuştum. O sırada koşarak merdivenden bize doğru koşan kızları görünce elimi çekip onlara dönmüştüm.

"Jungkook, çok korktuk!" dediklerinde kollarımı bağlayıp yüzlerine kafası kopmuş hamamböceği görmüş gibi bakıyordum. Jungkook bir kaç saniye gözlerini yüzüme çevirdikten sonra kollarını kızlardan kurtarıp geriye çekilmişti.

"Geldi işte elektrik." dediğinde kızlardan biri koluna girip "Senden gelen elektrik-" cümlesini bitirmeden "Senden elektrik aldığını hiç sanmıyorum yalnız ben." dediğimde Jungkook'un egosunu okşadığım için garip hissetmiştim. 

Kollarımı indirip derin bir nefes alırken diğer üç tel kahkülle güzel olduğunu sanan kız Jungkook'un omzuna eline attıktan sonra "Şu dışarıdaki ejderha meyvesini sulaman çok hoştu, çok duyarlısın Kook-ie!" dediğinde histerik gülmüştüm.

"Yok canavar(!)" dediğimde Jungkook bana baktıktan sonra kıza dönerek "Ejder meyvesi.." dediğinde kız başını eğmişti. Sürekli konu açma çabaları sinir bozucu görünse de meydanı boş bıraktığım an bunlar Jungkook'un yanında bitiyordu. Bir yerlerden Jimin'in falan çıkması gerekmez miydi şimdi? Adımlarımı merdivene yöneltirken kızlardan birinin Jungkook'a gizlice sorular sorduğunu duyunca bakışlarımı ona çevirir çevirmez Jungkook kahkaha atarak konuyu kapatmasını ister gibi bir hale bürünmüştü.

ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin