"Hellsing der ki : Hermes'in kuşudur benim adım, uysallaşmak için yemeğim olur kanatlarım, elma da benim kanatlarım." dediğinde gülümsemiştim.
"Biraz daha açıklamak ister misin?" göz devirerek "Bana hep elma getirirdi. Death Note'daki Ryuk gibi davranırdı. İzlemişsen bilirsin Ryuk hep elma yer. " , "Hayır, izlemedim." demiştim.
"Elma getiren kişi kimdi?" diye eklemiştim. "Öldürdüğümü iddia ettikleri kişi.." demişti. Gülümseyerek kırmızı gözlerle bana bakmıştı. "Ona benziyorsun." dediğinde geri adım atmıştım.
"O-ona mı?!" dediğimde başını sallamıştı. Odadan hızlıca çıktığımda kapıya yaslanmıştım. "Jungkook.. Beni.. Benzettiği için mi?" diye söylenirken koridorun başından Jin seslenerek yanıma koşmuştu.
"Jin.. Death Note'daki Ryuk kimdi?" dediğimde "Ölüm meleği.. Neden bunu soruyorsun?" dediğinde gözlerine bakmıştım.
Gözlerimi kısarken elimi çeneme koyarak koridorda yürümeye başlamıştım. Ağzımın içinde konuşurken Jin birden beni durdurmuştu. Kolumu tuttuğu elimi tutup " Animeyi izlediysen bana anlat ya da izlemeye başlayalım.." dediğimde göz devirerek "Herkes bu haldeyken anime mi izlemek istiyorsun?" dediğinde elini tutarak "Jungkook'un bir oyuna kurban gittiğini düşünüyorum." diyerek onu peşimde sürüklemiştim. Bir odaya girdiğimizde sedyeye oturmasını söyleyip karşısında durmuştum. "Bu ölüm meleği, Ryuk.. Ne yiyordu?" dediğimde sorumu garipseyerek "Elma?" demişti. "Oha!" diye bağırdığımda yerimde zıplamaya başlamıştım. "Jin olamaz! Olamaz!.." sesimi yükseltirken beni durdurup neler olduğunu anlamaya çalışmıştı. "Ne olduysa hemen anlat.." dediğinde kapıyı açıp "Önce ablasını bulmalıyız." demiştim. Jin kolumdan tutarak "Kim ablası?" dediğinde elimle ağzımı kapatmıştım. "Jin.. Sadece ilgili hemşireyi bulalım." dediğimde odadan çıkmıştık.
Koşarak odadan çıktığımızda Jungkook'un odasına giren Eunjiyi görünce Jin'e el kol hareketi yaparak ben odaya yönelirken ondan hemşireyi bulmasını istemiştim.
Odaya girdiğinde hafifçe kolunu indirip bırakmıştım. Kapının aralanmasını sağladıktan sonra kapıyı iterek görüş açısında olup olmadığımı kontrol etmiştim. Uzun holden sonra sağ kolonun arkasında kalan yatağa doğru ilerlediğini hissettiğimde kapının çaprazına düşen banyoya girmiştim. Havalandırmayı yavaşça kaldırıp klozetin üzerine çıkıp dinlemeye başlamıştım. Ve ne yaptığını da görmeye çalışıyordum. Herhangi bir açık veremezdim. Jungkook uyuyordu. Eunji kollarını bağlayarak Jungkook'un önüne gelip çenesinden tutup diğer tarafa itmişti. Telefonu çıkarıp kayda almaya başlamıştım. Jungkook uyanmadıkça sert davranmaya devam ediyordu ve sinirim bozluyordu.
"Ryuk.." dediğinde beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Çenesinden tutup kulağına eğilip bir şeyler söyledikten sonra Jungkook irkelerek uyandığında Eunji gülüyordu. Jungkook kollarından destek alarak doğrulmaya çalıştığında Eunji gülerek ona eğilmişti.
"Senden nefret ediyorum." diyen Jungkook bir şekilde ayağa kalkmaya çalışmıştı. "Hafızan mı gitti tekrar noldu?" dediğinde gülmeye devam ediyordu. "Senin yüzünden öldü. Jimin ve senin yüzünüzden öldü." dediğinde Eunji yüz ifadesini ciddileştirerek Jungkook'u itti ve üstten "Ben seni severken onun köpeği olmasaydın Jungkook, Jimin onu ben de seni alacaktım. İstemedin." dediğinde ağlamaklı ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.
"Ölmeyi hak etmedi..Sizin de arkadışınızdı. Hırsınızdan bıraktınız onu öylece. Suya g-girdik. Soğuktu." derken Jungkook sanki üşüyormuş gibi dişlerini titretmeye ve kendini kasmaya başlamıştı.
"Onu kurtarmak istedim.(ağlamaya başlamıştı) Kıyafetlerimizi aldın! Jimin suyun altındaydı. Gördü her şeyi. Hiçbir şey olmadı aramızda. Çıplaktı ve onu korumak istedim. Tüm okula rezil ettiniz.(elleriyle başına vurmaya başlamıştı.İnliyordu) " sesi fazla çıkmaya başladığında Eunji yanından ayrılarak çantasından çıkardığı elmayı masaya bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔
FanficKöprücük kemiğini öpüp uzaklaşırken aramızdaki mesafeyi kapatıp "Şu işin adını koyalım. " dediğinde beni kendine çekmişti. Bir kaç kelime döküldü dudaklarımdan, öpüşüyle kapandı yaram. Köprücük kemiğinde uyuttu beni, kollarıyla ruhumu saran adam. ...