BERÇEM GELİN (DEVÂM EDİYOR)

24.BÖLÜM

MULTİMEDYA : DİLZAR ÇETİN (Çok güzel karısınız hanımefendi😍)

📌NOT : KİTABA BAŞLAMADAN ÖNCE YAZI BOYUTUNUZU AYARLAMANIZ RİCA OLUNUR.SAYFA DÜZENİM BİRİNCİ VE İKİNCİ KADEME BÜYÜKLÜĞE GÖRE AYARLANMIŞTIR.

"ARKADAŞLAR ALLAH RIZASI İÇIN YORUM YAPIN.BU KADAR ZOR OLMASA GEREK.HER BÖLÜM YALVARIYORUM SİZE.BENİ SİZİN YORUMLARINIZ AYAKTA TUTUYOR,OYLARI FALANDA GECMISIM BEN.BEN SİZLER İÇIN YAZIYORUM,SİZDE BENİM IÇIN "ÇOKÇA" YORUM YAPIN LÜTFEN.BU BOLÜME 1000 YORUM İSTIYORUM.KULAĞA ÇOK GELIYOR AMA INANIN ÇOK FAZLA DEĞİL BIR BOLUM İÇIN.İDEAL BIR SINIR."

Şuraya okuduğumuz tarihi ve saati alayım bakayım.

Şurayada şu an nerden okuduğumuzu yazalım bakalım.

KEYİFLİ OKUMALAR...

************************************
DİLZAR'DAN :

************************************
Sırtındaki çantayla evin bahçesinde öylece dikilmiş etrafı inceleyen şaşkın Rüveyda'nın koluna girerek yukarıya çekiştirdim."Öyle dikilmeyi kes de odama geçelim Rüviş."Görünürde kimsecikler yoktu.Mutfaktan gelen tabak çanak sesleri duyuluyordu sadece.Bu da muhtemelen hizmetlilerin orada olduğunun bir göstergesiydi."Niye kimse yok etrafta ?" Odamın önüne geldiğimizde Rüveyda'nın kolunu bırakıp kilitli olan kapıyı açtım ve prize dokunarak etrafı aydınlattım."Bilmiyorum,arka tarafta çay içiyorlardır muhtemelen,"diyerek elimle yol gösterdim."Hadi geç içeriye ben de Fatma'ya misafir odasını hazırlamasını söyleyeyim."

Rüveyda'ya baktığımda beni dinlemekten çok bulunduğumuz kata göz atıyor gibiydi.Kapının önünde öylece dikilmiş,elleri sırt çantasının askılarında tutmuş ve yüzünü buruşturarak bana bakmıştı.Dışarıdan şöyle bir odanın içine göz attığında memnuniyetsiz bakışlarını bana çevirdi."Dilzar sakın bana bu odada kaldığını söyleme."

Anlamamış gibi kaşlarımı çatıp ben de onun gibi odama göz attım.Geçen bir hafta boyunca babamlarda kalmam benim için iyi olmuştu ve kafamı toparlamam konusunda ilaç gibi gelmişti.Günler önce odayı nasıl bıraktıysam her şey öylece yerli yerinde duruyordu.Muhtemelen hizmetliler odamı havalandırmış ve temizlemişlerdi de çünkü etrafra hoş bir koku hakimdi.Rüveyda'ya bakıp "Tamam istemiyorsan söylemem,"diye ufak bir latifede bulunduğumda gözlerini devirdi ve içeriye adımladı.Neden bana böyle söylediğini hâlâ anlayamamıştım."Dilzar dalga geçme ben çok ciddiyim,"dediğinde çantasını çıkarıp yere indirdi ve ellerini beline koyarak bana baktı."Sana vere vere bu odayı mı verdiler ?"

Alık alık etrafa bir kez daha göz attım ve tekrar Rüveyda'ya çevirdim bakışlarımı."Ne varmış odamda ?"

Eliyle odamı abartılı bir şekilde gösterdi."Sorunda orda ya,"diyerek yüzünü buruşturdu."Bir şey yok." Ne demek istediğini gerçekten anlayamıyordum.Sessiz kalıp gardrobuma doğru ilerlediğim sırada sözlerimi devam ettirmesine izin verdim."Koskocaman evde sana bu merdiven kenarında kalan odayı vermişler,üstüne bir de eşyaları dökülüyor resmen." Dolabımdan kendim için rahat bir bluz ve pantolon çıkardıktan sonra yatağın üzerine indirdim ve eşyalarıma baktım.Rüveyda haklıydı galiba.Sorunlarla o kadar çok boğuşmuştumki burnumun ucundakileri bile göremez hâle gelmiştim resmen.Üzerimdeki bluzu çıkarıp sütyenimle kalırken elime aldığım yeni bluzun eteklerini kıvırıp başıma geçirmeden hemen önce Rüveyda'ya döndüm."Haklısın ama ne yapabilirim ki ?"

Rüveyda arkasındaki şifonyere yönelip elini üzerinde gezdirerek kalite kontrol yapıp yüzünü buruşturdu."Mesela evin gelini olarak kocandan ya da kaynanandan isteyebilir misin acaba ?" Altımdaki eteği çıkarıp iç çamaşırımla kalırken bir yandan kumaş pantolonumu giyiyor diğer yandan ise Rüveyda'ya söz cevap vermeye çalışıyordum.Dudaklarımın arasından histerik bir kahkaha çıktığı gibi alaylı gözlerimi ona diktim."Ben sana 'adam bana dönüp bakmıyor bile' diyorum;sen kalkıp 'yatak odası iste' diyorsun."