27. Bölüm - Kan

284 30 5
                                    

Keyifli okumalar...

Bahar'dan (2 Gün Sonra)

Yavuz yok. O gün gitti ve iki gündür yok. Bana, Elif'e, bize veda etmeden gitti. Hamit babam görev için gittiğini söylüyor ama başka hiçbir haber yok.

Evet gitti ama ben ona kızamıyorum. Gittiği gün çok büyük bir çatışma çıkmıştı. Herkes bağırıp çağırıp kafasını duvarlara vurmamak için çok zor duruyordu.

O gün o kadar sessiz duruyordu ki tek bir kelime bile etmedi. Çok sessiz duruyordu ama her şey gözlerinden anlaşılıyordu. O deniz mavilerinde fırtınalar kopuyordu. Masmavi gözlerindeki acı, herkesin anlayabileceği büyüklükteydi.

O yarayı ben saramazdım belki, belki o yara asla kapanmazdı. Ama üzerine yara bandı yapıştırabilirdim. Eğer bir yere çarparsa kanardı yarası yine ama kendini daha güvende hissederdi.

Şimdi o yok. Elif sürekli ne zaman geleceğini soruyor ama ben cevap veremiyorum. Nerede, ne yapıyor bilmiyorum.

Ama beni en çok üzen bana veda etmeden gitmiş olması. İki gün önce bana hoşça kal dahi demeden gitti. Hem telefonu kapalı hem de nerede olduğunu bilen kimse yok.

Ne zaman geleceği bile belli değil. Hatta gelip gelmeyeceği bile belli değil. Ama umarım gelir. Umarım...

Yazardan

Herkes Yavuz'un göreve gittiğini biliyordur fakat hiçbiri bu görev hakkında tek bir detay bile bilmiyordur.

Yavuz bulduğu ilk uçakla istanbul'a gidiyordur. Amacı Dragan, Doktor denen terörist ve onun abisinin mekanını bulmaktır.

Üçü de İstanbul'da yaşamıyorlardır ancak neredeyse her şehirde bir mekanları vardır. Ve bunların en büyüklerinden biri de İstanbul'da tespit edilmiştir.

Yavuz kendi kendine o 7 şehidin ve ailelerinin intikamını alacağına söz vermiştir. Kanlarının yerde kalmayacağına yemin etmiştir.

İstanbul askeri taburuna doğru giderken hâlâ o günü düşünüyordur. Kanlar içinde gördüğü 7 şehit asla gözünün önünden gitmiyordur. Sürekli onları düşünüyordur.

Yavuz düşünmeye devam ederken onu havaalanından alan araçla birlikte tabura varırlar.

"Hoş geldin Yavuz. Ben Yarbay Rıza."

"Sağ olun komutanım."

"Çok uzun yoldan geldin. Yorgunsundur. Sana bir oda hazırlattık burada. Git dinlen biraz."

'Sağ olun komutanım ama yorgun değilim. Hemen başlamak istiyorum."

"Peki, nasıl istersen. O zaman benimle gel."

"Emredersiniz."

Yavuz ve Rıza birlikte harekat merkezine giderler. İçeri girdiklerinde orada özel kuvvet timinden olduklarını tahmin ettiği askerler vardır. İkisi içeri girince oradaki bütün askerler ayağa kalkar.

"Rahat çocuklar. Bu Kıdemli Üsteğmen Yavuz Karasu. Çok kısa bir süreliğine bizimle çalışacak. Neden olduğunu zaten birazdan anlayacaksınız."

Rıza kısaca Yavuz'u tanıttıktan sonra oturması için Yavuz'a eliyle işaret yapar. Oturduklarında Rıza konuşmaya başlar.

"Üç tane terör örgütü lideri var. Bu terör örgütü liderlerinin burada bir mekanı var. Oraya baskın yapacaksınız. Yavuz bu tür görevlerde çok deneyimli bir asker. Bu görevde size o komutanlık yapacak."

"Komutanım, her şey tamam da ben buraya tim komutanı olmaya değil size yardımcı olmaya geldim. Yani ben tim komutanı olmasam daha iyi olur. Sadece geçici bir süreliğine time katılan bir asker olurum ben."

Yalnız KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin