Final - Hoşça Kal

479 24 7
                                    

Okuyan, oy veren ve yorum yapan, kısacası beni destekleyen herkese ithafen...

Keyifli okumalar...

Yazardan

Yavuz artık içeri girmek için saniyeleri sayıyordur. Kapıdaki adamları görür ve onlara doğru ilerler. Onların arkalarında ise Doktor ve abisi vardır.

"Hoş geldin yakışıklı. Seni burada uzun bir süre misafir edeceğe benziyoruz sanki ne dersin?"

"Umurumda bile değilsin Doktor. Bana ne istersen yap, umurumda değilsin."

"Sen buraya sinirli gelmişsin anlaşılan. Yalnız içeri girmeden önce şu elindeki silahı almam lazım, biliyorsun."

"Alacaksın Doktor, alacaksın. Tabii bunun içindeki kurşunlardan birini beynine yedikten sonra."

"Eğer öyle bir şey yapmaya kalkarsan sarışın, bütün sevdiklerin ölür. Bunu ben olmasam bile adamlarım yapabilir. Üstelik buradaki herkesle başa çıkman pek mümkün değil."

"Sadede gel Doktor."

"Silahını, telefonunu bırak ve içeri gir."

"Bunların bedelini bir gün çok ağır ödeyeceksin ama şimdi değil Doktor."

"Seni bir gün süründüre süründüre öldüreceğim Yavuz ama şimdi değil. Senden almam gereken şeyler var."

Yavuz silahını ve telefonunu bıraktıktan sonra Doktor'un adamları Yavuz'un üzerini arar ve ellerini bağlayıp içeri alırlar.

Bir sandalyeye bağlanan Yavuz uzun süre bekler orada. Belki 1 saat, belki 1 gün. Kendi bile anlamaz ne kadar geçtiğini.

Geçen sürenin sonunda Doktor'u karşısında görmesiyle kendine gelir. Oturduğu sandalyenin üzerinde doğrulur ve Doktor'a bakmaya başlar.

"Nasılsın sarı?"

"Seni sormalı Doktor. Son saatlerin bunlar."

"Sen galiba kendini benim yerimde sanıyorsun yakışıklı. Hemen izah edeyim sana: sandalyede bağlı olan sensin, seni bağlayan ise ben."

"Uzatma Doktor. Söyle, ne istiyorsun benden?"

"Senden... Senden bir şey istemiyorum biliyor musun? Sadece senin acı çektiğini görmek hoşuma gidiyor."

"Bana asıl amacını söyle Doktor."

"Pekala. Madem çok ısrar ediyorsun. Senin son isteğini yerine getirebilirim."

"Uzatma, anlat. Sen benden, bizden ne istiyorsun? Bana neden takıntılısın?"

Yavuz'un sorusuna Doktor tane tane ve her kelimenin sonunda bekleyerek konuşmaya başlar.

"Ben senin abinim."

"Ne?!"

"Yıllar yıllar önce, sen daha ortalarda yokken, hatta annenle baban evlenmeden de önce benim babam senin annene tutulmuş. Baya aşık olmuş. Çok sevmiş onu. Ama senin annen benim babama yüz vermemiş..."

"Ne saçmalıyorsun lan sen?"

"Şş daha bitmedi yakışıklı. Annen babama yüz vermeyince babam kendince bir yöntem denemeye karar vermiş ve anneni kaçırmış. Sonra annenle bir güzel eğlenmişler, anlarsın ya..."

Doktor'un anlattıklarına çok sinirlenmiş olan Yavuz araya girer. "Lan bana bak seni buraya diri diri gömerim! Duydun mu lan beni?"

"Ne güzel sohbet ediyoruz sarı ya. Neyse işte aylar sonra da ben olmuşum."

Yalnız KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin