20. Bölüm - Dragan

339 30 14
                                    

Keyifli okumalar...

Bahar'dan

Yavuz gideli 5 gün oldu. 5 gündür kimse görmedi onu. Belki 5 gündür acı çekiyor. Belki de 5 gündür o adamın yanında.

Nerede, kiminle, nasıl olduğunu bilmiyoruz. Hatta iyi mi, en önemlisi yaşıyor mu onu da bilmiyoruz. Polisler, jandarmalar, askerler ve istihbarat her yerde onu arıyor. Hepsi günlerdir onu bulmak için çalışıyorlar.

Peki ya ben? Ben onu bulmak için ne yapıyorum? Cevap vereyim: Hiç! Koca bir hiç.

Evde oturup ondan bir haber beklemek dışında yapabileceğim hiçbir şey yok. Belki bencillik ediyorum ama sanırım en zorunu ben yapıyorum. Bu hayattaki en zor şey beklemek.

Hepimiz bekliyoruz. Yanımıza geri dönmesini, gelip bize sıkı sıkı sarılmasını hepimiz bekliyoruz. Onun saçlarını okşamak için bekliyorum, göğsüne yaslanıp uyumak için bekliyorum.

Belki de beklememeliyim. Belki de sevdiğim adamın peşinden sonuna kadar gitmeliyim. Belki de onun bana ihtiyacı var. Bunların cevaplarını öğrenmek için onu bulmak zorundayım.

Yazardan - Flashback (4 Gün Önce)

O adamı bulup Avcı'nın intikamını almak için yemin etmiş olan Yavuz, yavaş ve sessiz ama kararlı adımlarla bulduğu koordinatlara doğru ilerlemeye başlar. Attığı her adımda birini düşünür. 

Önce Avcı'yı. Avcı ve Eylem'i barıştırdıkları günü. Sonra Bahar'ı. Birlikte teröristlerden kaçıp sığındıkları o evi, çimento çorbasını. Sonra Elif'i. Onu gördüğü ilk anı, vücudunun her yerindeki morlukları. En son da timi. İlk operasyonlarını.

Bunları düşünürken yolu yarılar ve yolun devamını şimdiki zamanı düşünerek gider. Bahar'ın nasıl bir halde olduğunu, timin nasıl her yerde kendini aradığını, Elif'in psikolojisinin nasıl olduğunu ve çok daha fazlasını.

Yavuz hala düşünmeye devam ederken girişe çok yaklaşmasıyla bütün bu düşüncelerinden sıyrılır ve tüm dikkatini Doktor denen adama verir. Son bir kez daha o adamı bulmadan dönmeyeceğine yemin eder ve birkaç saat öncesinde Bahar'a yazdığı notu eğer kendisine bir şey olursa diye üzerini arayanların bulabilecekleri bir yere koyar. 

Silahını kontrol ettikten sonra kapıya yaklaşır. Kapıda bekleyen iki adamı silah kullanmadan kolayca etkisiz hale getirir ve ardından içeri girer. 

"Doktor! Seni buldum! Hemen çık karşıma yoksa olacaklardan sorumlu değilim."

Doktor Yavuz'u duyduğunda çok kısık bir sesle "Yavuz." der. "Hemen uzaklaştırın şunu buradan."

"Beni iyi dinle Doktor! Hemen buraya gelmezsen sen de dahil bütün adamların cehennemin dibini boylayacak."

"Tek başınasın Sarı. Tek başına bütün adamlarımı öldüremezsin. O yüzden zamanın varken git buradan. Yoksa çok geç olacak."

Adamın sözü üzerine Yavuz karşısına çıkan herkesi öldürerek Doktor'un sesinin geldiği yöne doğru ilerler. "Ben uyarımı yaptım Doktor. Sen bilirsin."

Yavuz bir tek Doktor kalana kadar herkesi öldürür. En son karşısında o çirkin yüzü, topallayan bir ayağı ve korkudan titreyen elleriyle Doktor denen adam kalır. 

"Ne oldu Doktor? Titriyorsun sanki biraz. Ben de sana bu titreme nasıl geçer diye soracaktım ama senin kendine bile faydan yokmuş anlaşılan."

"Ne istiyorsun benden?"

"Hiç. Sadece intikam."

"Sen bir Türk askerisin. İntikam almazsın. Artık bunu biliyorum."

"Peki buraya gelmeden önce istifa ettiğimden haberin var mı?"

Yalnız KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin