Keyifli okumalar...
Bahar'dan (1 Hafta Sonra)
Gerçek bir aile olmamızın üzerinden tam 1 hafta geçti. Elif artık çok daha iyi. Düşündüğü şeyleri çekinmeden söylüyor, bizimle sohbet ediyor. O kadar tatlı bir kız ki bazen yiyesim geliyor.
Artık onun da yüzünde mutlu, en azından umutlu bir ifade var. Artık o masmavi gözlerinde "Yeter!" diye bağıran bir ışıltı yok. Artık o kumral saçlarında bakımsız bir kız yok.
Artık mutluluk var o mavi gözlerinde. Artık huzur var bakışlarında. Artık güçlü bir genç kızı anlatıyor saçlarıyla.
Yavuz ise artık destek almadan yürüyebiliyor ama hâlâ evde dinlenmek zorunda. Onun da psikolojik durumu çok iyiye gidiyor.
Evet yaraları iyileşiyor. Psikolojisi de iyiye gidiyor. Ama hâlâ düşünüyor. Bu sefer o adamı değil. Başkasını değil. Kendini düşünüyor. İyileşince time dönüp dönmeyeceğini düşünüyor.
Bundan iki gün önce tim geldi yanına. Yavuz time dönünce olacakları anlattılar çok heyecanlı bir şekilde. Yavuz ise onların bitirmesini bekledi. En son tek bir cümle kurdu. "Ben time geri dönmeyeceğim beyler." İşte bu cümle onları şaşkına çeviren, hayal kırıklığına uğratan cümleydi.
Ne kadar ısrar etseler de ikna edemediler onu. "Olmaz, yapamam." diyip durdu sürekli. En sonunda onlar da pes etmiş olacaklar ki o konu kapanınca kalktılar.
Evet Yavuz ve Elif neredeyse iyileşti. Bazen kendimi düşünüyorum "Ben iyi miyim acaba?" diye. Sonra Yavuz ve Elif dururken kendimi düşündüğüm için bencillik ettiğimi düşünüyorum.
Ben de böyle bir çıkmaz içindeyim işte. Her şey o kadar hızlı oldu ki ben bile anlayamadım. Düşünüyorum da yaşadıklarımız saçma bir kabusmuş gibi geliyor.
Ama ben bu kabustan uyanmak istemiyorum. Eğer uyanırsam biliyorum ki Yavuz yanımda olmayacak. Eğer uyanırsam ben Derman'ın kurşunlarından kurtulmuş olacağım ama sevdiğim adam kurtulamamamış olacak. Çünkü uyandığımda Fransa'daki evimde yine tek başıma geçireceğim bir günün sabahına uyanmış olacağım.
İşte bu yüzden eğer şu an bir rüyanın içindeysem en son isteyeceğim şey uyanmak.
Yazardan
Yavuz Bahar'ın seslenmesiyle yavaşça yatakta doğrulur ve ayağa kalkıp yavaş adımlarla mutfağa gider.
"Günaydın hayatımın Bahar'ı."
"Günaydın sevgilim."
"Ne oldu neden çağırdın beni?"
"Kahvaltıdan önce pansuman zamanı."
"Tamam artık itiraz etmiyorum."
"Sonunda. Hadi gel."
"Hâlâ senin kadar hızlı yürüyemiyorum."
"Pardon."
Bahar Yavuz'un kolundaki sargıyı çıkarıp güzelce pansuman yaptıktan sonra tekrar güzelce sarar.
"Neredeyse tamamen iyileşmiş."
"Bir de yürüyebilsem."
"Neredeyse iki aydır hiç yürümedin."
"Neyse boş ver tamam. Hadi kahvaltı hazırlayalım."
"Ben hazırladım bir şeyler. Sen Elif'i kaldırsana. Bir haftadır ben yanına gidince abi diye kalkıyor."
"Tamam kaldırayım. Babam çıktı mı bu arada?"
"Evet, çıktı."
"Ya Bahar bir şey diyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Kurt
Fiksi PenggemarBu yalnız bir kurdun hikâyesi, Bu sevdiği kadını kaybedip tekrar bulan ve her şeyin yoluna girdiğini sanan bir adamın hikayesi, Bu sevdiği adam için her şeyi yapmaya hazır olan bir kadının hikayesi, Bu Yavuz ve Bahar'ın hikayesi... *** "Tam 21 gün o...