℘
Acı kelimelerle yazılır fakat yaşadığı kadarı , içinde kopan fırtınanın , bedene inen ardı ardına darbeleri kelimelere dökebiliriymiydik kelimeler yetersiz dilden dökülen sözcükler kifayetsiz kalmazmıydı .
Adam derin uykusundan kapının sesiyle sıçramıştı . Zaten uykuya dalması zor olmuştu adamın kafası öyle doluydu ki uykusuzluktan bayılacak gibiydi olmasına rağmen uykuya dalamamıştı . Kafasında türü türlü farklı düşünce ve onların birbirine bağlanamayan kuyrukları . Kapıda kinin bu ruh halinden büyük bir pay alacağı beliydi . Bir küfür mırıldanarak yerinden doğruldu adam dış kapıya doğru ilerlemeye başladı . İlerlerken uyku mağmuru gözlerini ovuşturuyor bir yandan da fantastik küfürlerini ardı ardına sıralıyordu . Dış kapının deliğinden baktığında kapının dibine girmiş kafası eğik aşağı bakan İlyası gördü . ' Ulan düdük rüyan da benimi gördün de gece gece beni napmaya geldin ' diye söylendi kısık bir sesle . Kapının kilitlerini açıp kapıyı açtı gözleri İlyas'ı bulunca
" Gece gece koynuma mı girmeye gel.." Adamın susmasını sağlayan karşısında ki kardeşinin bembeyaz yüzü feri gitmiş kıpkızıl gözleriydi . Yutkundu adam seslice soluk verdi .
" Ne oldu lan , ne bu hal " adamın için de yayılan korku , sanki damarlarında gezen bir kan gibiydi yavaş yavaş tüm vücuduna yayıldı . Bütün kasları anında gerilmişti . İlyas öyle her şeyde kapıya gelecek her küçük pürüzde abisinin yanında soluğu alacak bir kişilik değildi . Büyük bir olayda da gelmezdi ki O .
" Abi bugün burada kalsam , yalnız kalınca kafaya sıyıracak dereceye geliyorum ."
" Geç lan içeri sen bana böyle bir soru sormadın bende duymadım ." Adamın uykusu anında açılmıştı İlyas'ın yüzünü görmesiyle . İçeriye ilerleyişini izledi ağır adımlarla ilerliyordu , sanki beyne verilmiş bir yürüme komutu değildi de düşünürken habersiz yürüyor gibiydi . Arkasından oda ilerledi , salona geldiklerinde İlyas'ın kendini koltuğa yığılır gibi oturuşunu seyretti .
Geçip karşısında oturdu . İlyas'ı seyretmeye başladı , Ne olmuştu ki de o saçma sapan insana bulaşan , esprileri ile ortamı güldüren İlyas'ı böyle kapalı ve düşünen sadece soru sorunca duygusuzca kısaca yanıtlayan bir kişiye bürünmüştü .
Saniyeler geçti dakikalar oldu , artık saatlere vuruyordu ki genç adam da artık sabır namına bir şey kalmamıştı .
" İlyas anlatacak mısın artık " gözleri İlyas'ı inceliyordu . İlyas sadece kendi kafasındakilere tepki veriyordu çünkü bazen kaşlarını çatıyordu ardından bir aydınlanma yaşıyormuş gibi çattığı kaşlarını yukarı kaldırıyordu ardından bir süre sonra kafasını iki yana salıyordu sonra ise kafasını iki elleri arasına alıp saçlarını karıştırıyordu , on nefesleri sesli oluyordu .
Gökalp dayanamayacak raddeye gelmişti , kardeşi canın yarısı hatta canı vereceği kardeşi bir çukurda gibi debelenip duruyordu ama o hiç bir şey yapamıyordu , sadece öylece onu izliyor o kaşlarını çatınca onu anlamak için oda kaşlarını çatıyor bu sefer daha da detaylı onu süzüyordu.
Adam onu bu defalarca onu incelemesin de sol elinin üstünde ki kesikleri fark etmişti . Kesiklerin etrafında kurumuş kanlar vardı ve kesiklerde aynı şekilde hiç iç açıcı görünmüyordu . Ciddi duruyorlardı ama bu detay İlyas'ın hiç umurunda değildi belli ki hata Gökalp onların farkın da olmadığının acısını bile hissetmediğinden emindi çünkü kardeşi o kadar derin düşünüyordu ki Gökalp burada dansöz gibi kıvırsa , dans etse hatta kalçasını ona dönüp sallasa İlyas ona dönüp bir saniye değil salise bakmazdı . Adam aklına gelenler ile az kalsın gülecekti çünkü büyük bir çıkmaza o da girmişti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALLIBEY
RomanceKadın Kadınlar çiçektir ya hani umutsuz bir çiçek'tim ben bulunduğu yerden kopmak istemeyen sevdası uğruna rüzgara kapılan Bir gülü dalından koparırsan ne olur solar değil mi ? işte bende ağır ağır tükeniyorum uçsuz diyarlara doğru. Adam Başkaların...