'Çok şey vardı anlatılacak, o yüzden sustum. Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Sen duydun mu sustuklarımı?''
Oğuz Atay
Denizden gözlerine yansıyan o sonsuz ışık , kusursuzluğun sembolüsün sen adam . Senin olan her yol kabulüm baş göz üstüne ...Hani anlatırsın anlatırsın da sözcüklerinin arasına sakladıkların olur onları dışa vuramazsın , onlar önce dilinde takılı kalır sonra yavaş yavaş kaybolurlar bir daha da hiç dilden dökülmemek üzere . Bazen de bir an geliverir karşına o kadar içindekiler dökmek istersin ki , kelimelerin bağı kopsun her şey savrulsun istersin . Gene suskunluğa gömülürsün ...
Ben aydınlığa çıkmayacak bir yolda olduğumu biliyordum , fakat gönlüme bir dövme misali kazınan adamın yanında yürüyeceğim bir yol vardı nasıl vazgeçe bilirdim ki ? Sevda , Kara sevda gözü kör eder kulağı da duymaz ediyormuş ben severken öğrendim . Onun gözlerinin içine bakarken bulunduğum ortamdan soyutlandım. Ben sevgimin, aşkımın büyüklüğünden korkacak seviyeye gelmiştim .
Bu gün bir rüyaydı ve ben bütün hayatımı o rüyayı düşleyerek yaşamıştım . Gözlerim saçlarımı yapan kadının ellerine kayıyordu aynadan . Halen bulunduğum duruma inanmak istemiyordum . Sanki göz kapaklarım kapalı ben o karanlıkta hayallerimi oynuyordum . Derince bir soluk verdim göz kapaklarımı aralayıp tekrar etrafıma göz gezdirdim . Evleniyordum bugün ben içimden gelen gülme isteğini bastırmaya çalıştım . Düğün yapmak istememiştim ben belli ki Gökalp de böyle düşünmüştü , bence düğün sevdiklerinin, ailenin yanında olduğu onlarla güldüğün eğlendiğin bir ortamdı .Bende böyle bir aile tablosu yoktu bir annem vardı . Gökalp'in ise babası hapiste idi suçsuz yere . Ve de bizim Gökalp ile aramızda düğün yapalım şıkıdım şıkıdım oynayalım diyecek bir yaklaşım yoktu ama evleniyorduk orası ayrı bir mesele Gerçi ben ne istediğimi de bilmiyordum üzerimde aşırı derece de çekingenlik söz konusu idi .
Şu son haftalar o kadar hızlı ve anlamsız geçmişti ki kafam allak bullaktı . Gökalp'i bu süreç içinde bir nikah günü almaya gittiğimizde görmüştüm . Nasıl bu noktaya geldik o hazırlık süreci nasıl geçti yorumlayamıyordum . Sadece eşyalarımı topladığımı ve valizlerin içine koyup arabanın bagajına yerleştirdiğimiz aklımdaydı . Şimdi ise üstümdeki gelinliğe benzer nikah elbisesini inceliyordum . Birazdan evlenecektim hem de sevdiğim adam ile bu durgunluk da neydi . Neredeydi bu yolun başlangıcında ki heyecan yada ne olursa olsun güçlü durma tutkusu ?.
" Gülü lokumum " Helin'in sesi ile kafamı ondan tarafa çevirdim o beni inceliyordu bende onu ne kadar da güzel olmuştu üstünde ki haki yeşili elbisesi ile up uzun askılı bir elbiseydi dümdüz saten ama bacak yırtmacı elbiseyi daha güzel göstermişti . Helin zaten içinde ap ayrı güzeldi .
"Çok güzel olmuşsun Gülüm "
" Sende başımın belası sende"
"EEE yılların hayaliydi bugün , ayrı gayrı bir özen gösterdim " diyen Helin'e korkuyorum önceki cesaretim yok titriyorum demek istedim fakat dilimin uçunda ki kelimeleri yuttum . Gülümsemekle yetindim kapının girişinde gözüken anneme kaydı gözlerim göz göze geldik dolu doluydu gözleri .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALLIBEY
RomanceKadın Kadınlar çiçektir ya hani umutsuz bir çiçek'tim ben bulunduğu yerden kopmak istemeyen sevdası uğruna rüzgara kapılan Bir gülü dalından koparırsan ne olur solar değil mi ? işte bende ağır ağır tükeniyorum uçsuz diyarlara doğru. Adam Başkaların...