Bölüm 1: Ruhunu Kaybeden Yağmur

106 7 4
                                    

Yıllardır okuduğum Wattpad kitaplarının getirisi olarak enteresan bir kurguyla yeni bir yola çıkmaya karar verdim. İlk kitabım olduğu için  ön yargılarınızı kenara bırakıp sabırla okursanız gerçekten çok mutlu olurum. Başlarda klasik bir aşk hikayesi gibi dursa da olayların akışı sizi hiç beklemediğiniz yerlere sürükleyecek. Ben yazarken çok keyif alıyorum. Umarım siz de okurken keyif alırsınız.
İlk bölümler karakterimizin hayatı hakkında bilgi içeriyor bu yüzden sıkıcı gibi gelebilir ama birkaç bölüm sonra olan olayları anlamanız için okumanızı tavsiye ederim.❤

Toprak Yağmura'ya Hoşgeldiniz!

BAĞZILARI-Zaten Kırılmış Bir Kızsın

..........

Camdan içeri sızan güneş ışığı yüzünden içimden gelen küfretme isteğini bastırdım , gece perdeyi çekmeyi unutmuş olmalıydım. Yatağın hemen başında duran üstü sigara külleriyle kaplı komodinin çekmecesini açıp telefonuma uzandım, saat öğlen üçü gösteriyordu. Buz tutmuş ayaklarımı yataktan yere doğru salladım, sızlana sızlana doğruldum kalın yünlü yorganın içinden, vücudum kendimi bildim bileli ısınmıyordu. Bir süre yatakta oturup içerden gelecek şen şakrak sesi bekledim, belki de sesin sahibini. Hayal kırıklıklarıyla dolu, kimsesiz hayatımda mutlu gibi davranmaya çalışsam da hala iyileşmek için bir umudun olduğunu hatırlatan insanı bekledim.

"Yağmur kızım akşama kadar da uyumaz ki bir insan! Kalk tavuk kızım hadi!" gelmedi. Hala bekliyorum. 5 dakika. Gelmedi. Hadi ama. 10 dakika. Geç kalmadın mı biraz baba? 20 dakika. "Kahretsin. Kahretsin! Gelsene artık, neden gelmiyorsun gel artık!" boğazımı parçalayacak şekilde bağırdığımı sonlara doğru kısılan sesimden anlamıştım. 4 ay oldu. Koskocaman 4 ay! Evin içinde nereye baksam babamla dolu dolu anılarımın olduğu yerde onsuz geçirdiğim lanet olası koskoca 4 ay.

Gözlerimden gerdanıma doğru akan yaşları umursamadan elimin tersiyle silerek yataktan yavaş yavaş kalktım. Sakin adımlarla kapıdan çıkıp odamın karşısındaki banyoya ilerledim, beyaz kapının açılırken çıkardığı sesi umursamadan içeri doğru yönlendirdim adımlarımı. Beyaz banyo dolabının önüne geldiğimde ruhsuz suratımla aynadan kendimi incelemeye başladım. Yeşil gözlerim önce uyurken dağılmış kıvırcıklığı bozulmuş kahverengi belime kadar uzanan saçlarımda gezdi. "Saçlarını çok seviyorum, ben kes diyene kadar kesme tamam mı?" Sonra yüzüme doğru çıkardım bakışlarımı. Dolgun dudaklarıma, yüzüme göre biraz kaba duran burnuma, uyku problemim yüzünden rengi mora çalan göz torbalarıma. Aynada kendimle göz göze geldim bir an, yeşil gözlerim eskisi kadar canlı bakmıyordu artık. "Güzel gözlü kızım benim, ne güzel doğurmuş seni baban böyle!" .

Aklıma gelen sözlerle gülümsedim kendi kendime. Aynada boylu boyunca kendimi süzdükten sonra küvete doğru ilerledi adımlarım. Sıcak suyu açıp elimle kontrol ettikten sonra biraz dolmasını bekledim küvetin, soğuk suyu da açıp suyu ılıttığımda üzerimdeki şort ve atletten bir çırpıda kurtuldum. Küvetin içine oturdum sakince, ılık suyun vücuduma temasına izin verdim. Saçlarımı şampuanlayıp vücuduma bir kaç lif darbesi vurdum. İşim bittiğinde küvetin dibindeki tıpayı açtım. Su girdap şeklini aldığımda küvetin kenarlarından güç alıp yere doğru çömeldim ve suyun akışını izledim. Nedense bu görüntü beni hep rahatlatmıştır.

Toprak YağmuraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin