Olaylar yavaş yavaş kızışmaya başlayacak bu bölümden sonra. Hem Toprak ve Yağmur arasındaki ilişkiye farklı bir heyecan gelecek hem de olaylar yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlayacak.
İyi Okumalar.
PİNHANİ-Bir Damla Gözlerimde
..........
Gidelim bakalım ne göstereceksin isimsiz.
Sanki kendi evimdeymişim gibi beremi çıkartıp salona doğru ilerledim. Bir kere gelmiş olmama rağmen evin tanıdık atmosferi derin bir nefes almama sebep oldu.
Elindeki poşetleri salonla birleşik olan mutfak tezgahına bıraktıktan sonra yanıma gelen isimsiz ceketini çıkartıp banyoya ilerledi. Yol üzerinde ne kadar istemesem de durmuş, yemek için bir şeyler almıştı. Bende arabada uslu bir kız gibi oturup gelmesini beklemiştim.
Ev biraz soğuk olduğu için ceketimi çıkartmadan koltuğa oturdum. Çantamdan sigara paketini çıkartıp masaya koydum. Bu sırada isimsiz içeri girdi.
"Ben bir şeyler hazırlayacağım mutfaktayım."
"Sen mi yapacaksın yemeği? Hazır aldığını düşünmüştüm."
Gülüp görüş alanımdaki mutfağa doğru ilerledi.
"Tavuk sever misin? Sote yapayım diyorum."
Bayılırdım.
"Severim."
Kafamı koltuğun başına yaslayıp işe girişen isimsizi izlemeye başladım. Onun aksine ben yemek yapmada berbattım. Söylemiştim ya, babamla dışarıdan yemek söylüyorduk genelde. Başımızda bir kadın da olmadığı için sıcak yemeğimiz çok nadir olurdu.
Sigaramı yakıp eski pozisyonuma geri döndüm. İsimsiz poşetin içinden gerekli malzemeleri çıkartıp tezgahın üzerine dizdi önce. Yıkanması gereken sebzeleri yıkadı yavaşça. Sanki işinin ustasıymış gibi sesini çıkarmadan sebzeleri doğramaya başlamıştı.
Dışardan bakıldığında utanılacak bir durumdu bu. Koskoca adam yemek hazırlıyor, gencecik kız da oturmuş sigarasını içiyor. Neyimiz normaldi ki?
Sigaramı söndürüp ayağa kalktım. Mutfağa doğru ilerleyip uzun masanın tezgahına kollarımı dayadım. İşine o kadar odaklanmıştı ki geldiğimi fark etmemişti. Bense bu görsel şölenin hiçbir ayrıntısını kaçırmak istemiyordum.
Bir süre de aynı pozisyonda izledim işini yaparken. Birbirimizi daha yeni tanımaya başlıyorduk ama yanında kendimi kırk yıllık arkadaşıymışım gibi hissettirecek bir sıcaklığı vardı.
Fazlaca izlediğimi fark ettiğimde yerimde doğruldum.
"Öhm, yardım edilecek bir şey var mı?"
Tavukları tavaya atarken bana döndü.
"Şu salatalıkları doğrayabilirsin."
Eliyle tezgahtaki yıkanmış salatalıkları gösterdiğinde kafamı salladım. Allah'tan domates dememişti. Yumuşak şeyleri doğramada berbattım.
Kollarımı sıvayıp mutfağın lavabosunda ellerimi yıkadım. Çekmeceden uygun bir bıçak alıp salatalıkların başına geçtim.
"Kesme tahtasını uzatır mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Yağmura
Teen Fiction"Ben senin için neyim tam olarak bilmiyorum ama sen benim yapboz gibi olan hayatımda kaybettiğim ve deli gibi aradığım en önemli parçamsın." -İsimsiz "Neden her hareketin nefesimi kesiyor isimsiz?" -Kıvırcık İki genç, Toprak ve Yağmur. Çarpan ruhsuz...