YİRMİ7-Sokak Lambası
............
"Bu orospu çocuğuna hayatında yaşayabileceği en güzel cehennemi yaşat. Sen yapmazsan ben yapacağım ve emin ol bunu görmek istemezsin."
Hani bazı anlar olur, ne yapman gerektiğini çok iyi biliyorsundur, doğru yolu biliyorsundur ama içindeki şeytanın sesini dinlemeyi, kötü yolu tercih edersin. Canının yandığı kadar acı vermek istersin karşındakine.
Karşımda gözleri kıpkırmızı olmuş isimsiz, altımda eğer biraz geç kalınsaydı gözümü deşecek bir beden vardı. İğrenç bir beden vardı. Yaşamayı asla hak etmeyen, günah kokan bir bedendi bu. Gözlerimi isimsizden kurtarıp altımdaki bedene baktım. Gözleri yarı açık, şakakları kan içinde kalmıştı. Bir dahaki hamlemin ne olacağını merak ediyor olmalıydı. Hamlem çok açıktı. Adamın gözlerinin içine baktım.
"Sizin gibi zihniyetsiz orospu çocukları yüzünden günde kaç kadınımız ölüyor biliyor musun? Sizin zevkiniz yüzünden kaç tane masum insan kendi canına kıyıyor biliyor musun şerefsiz?"
Nefretle haykırdım adamın suratına doğru. Az önce kafasını yardığım taş hala elimdeydi. Elim de havada, ait olması gerektiği yere ulaşmak için can atıyordu. Yapmadım. Yapacağım şey daha fenaydı. Taşı adamın kafasının hemen yanına bıraktım.
"Diğer tarafta cezanı çekeceğine eminim ama bu dünyada da cezasız kalmamalısın ve bu cezayı sana ben vermeyeceğim. Benim dokunuşlarım senin canını yakmaz ama onunki yakabilir."
Gözlerim isimsizi buldu.
"Görmek istiyorum."
Dedim gözlerine bakarak. Nefeslerini toparlamış benden son onayı bekliyor gibiydi.
"Ona hak ettiği cehennemi sen yaşat isimsiz, ben çok yorgunum."
Sözüm bittikten sonra anında ayağa kalktı. O kadar hızlıydı ki beni ne zaman adamın üzerinden alıp kaldırıma oturttuğunu bile anlamamıştım. Adam sarhoşluğun da verdiği mayhoşlukla yerde kıvranıyordu. İsimsiz yavaşça adamın yanına ilerledi. Kafasını bana çevirip dudaklarını oynattı.
"İzle kıvırcık."
Sadece kafamı salladım. Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Adamın karnına güçlü bir tekme geçirdi. Adam iki büklüm olurken durmadı. Bacaklarına, tekrar karnına, göğsüne arka arkaya tekme atıyordu. Doğrulup ellerini alnına simetrik bir şekilde dökülmüş saçlarına attı. O tüm bunları yaparken bende sigaramı yakmış adamla ikisini izliyordum. Görsel şölen gibiydi. Sokakta sadece adamın acı dolu haykırışları yankılanıyordu.
"Abi tamam yet-"
İsimsiz nefes nefese haşatı çıkmış adama bakarken hıncını alamamış olmalıydı elini yerdeki bıçağa attı. Adamın bacaklarının yanına diz çöktü.
Yapacağı şeyi anladığımda sigarayı yere fırlatıp ayağa kalktım. Bu fazlaydı.
"Dur!"
Orada olduğumu unutmuş gibi bağırışım yerinde sıçramasına sebep olmuştu. Kafasını bana doğru çevirdi.
"Bıçak olmaz."
Ağlıyordum. Bugün yaşadıklarım kaldıramayacağım şekilde ağırdı. Kan görmek bile kendimi kötü hissetmeme sebep oluyordu. Fazlası kendimi kaybetmem için yeterliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Yağmura
Teen Fiction"Ben senin için neyim tam olarak bilmiyorum ama sen benim yapboz gibi olan hayatımda kaybettiğim ve deli gibi aradığım en önemli parçamsın." -İsimsiz "Neden her hareketin nefesimi kesiyor isimsiz?" -Kıvırcık İki genç, Toprak ve Yağmur. Çarpan ruhsuz...