"Hassiktir!",
O az önce türkçe mi konuşmuştu? Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordum. Bünyem halen bu gerçeği kabul edebilmiş değildi. Adının Aras olduğunu öğrendiğim adam gülerek bana bakıyordu.
"Türk olma ihtimalimi düşünmeliydin.",
Halen türkçe konuşup benimle dalga geçmesi kıpkırmızı olmama neden olmuştu. Daha fazla rezil olmamak için ayaklanıp gideceğim sırada kolumu tuttu.
"Nereye?",
"Yetirince eğlenmedin mi?",
Öfkeliydim. Benimle böyle alay etmesine nasıl izin vermiştim inanamıyordum. Onun hakkında söylediğim her şeyi anlaması midemin kasılmasına neden oluyordu.
"Hadi ama! Bana kızgın olamazsın, bu senin suçun.",
Gülerek söylemeye devam ettiği cümlelerine gözlerimi devirdim. Haklıydı benim suçumdu ve bu suç yüzünden oldukça öfkeliydim kendime.
"Hadi otur.",
Kolumdaki eline bakıp derin bir nefes aldım. Bu konuşmaya devam etmeli miydim gerçekten. Yeterince küçük düşmemiş miydim?
"Küçük düşme kotamı doldurdum. Biraz daha düşmeye razı değilim.",
"Küçük düşmedin. Sadece dikkatsizlik yaptın. Artık oturur musun?",
Beni teselli ediyordu bu küçük düşmemin kanıtıydı işte.
"Bana neden dertli dertli oturduğunu anlatırsan otururum.",
Halen bu sorunun cevabını merak etmem saçmalık olur muydu?
"Tamam...",
Pes eder gibi bana baktığında ben de gülümsedim. Kalktığım bar taburesine tekrar oturduğumda muzipçe sırıttı.
"Hadi baştan başlayalım.",
Söylediği cümle üzerine elimi uzatıp konuştum,
"Ben İnci, İnci Saygın.",
dediğimde o da benim gibi elini uzatıp havadaki elimi kavradı. Sıcacık eli benim soğuk elimi ısıtmıştı.
"Ben Aras, Aras Cev- Ceviz.",
dediğinde güldüm. Duyduğum en komik soyadı olabilirdi.
"Ataların cevizciydi sanırım.",
"Evet. Evet cevizciydi.",
"Kaç yaşındasın?",
"26. Sen?",
"21.",
Dedim. Benden 5 yaş büyüktü. Aslında büyük olmasına şaşırmamıştım. Az çok tahmin edilebilir bir şeydi.
"Buraya sanırım Erasmusla geldin?",
Az önceki telefonla konuşmamı da anladığını hatırlayınca dudaklarımı ısırdım. Ne kadar aptalca bir davranış sergilemiştim. Bundan sonra daha dikkatli olmaya yemin ettim.
"Evet, Sen?"
Sorumun üzerine derin bir iç çekip cevapladı.
"Tatil diyelim.",
Dediğinde güldüm,
"Tatil sezonunun geçtiğini sanıyordum?",
"Benim için yeni başladı.",
Daha fazla soru sormak istemedim belli ki anlatmak istemiyordu. Aras ben bir şey söylemeyince tekrar konuşmaya başladı,
"Ne okuyorsun?",