BÖLÜM • 5

66.6K 1.8K 227
                                    

"Bir terasa yerleştirilecek her bir objenin ağırlıklarını da planlayarak, o ağırlıkları taşıyabilecek teraslar yapmalısınız.",

Hocanın söylediği şeyleri artık duyamaz olmuştum. Beynimdeki düşünceler sayılarını o kadar çok arttırmıştı ki, onların sesleri hocanın sesinden daha ağır basmaya başlamıştı.

Dün kapı çalmasa olacak şeylerden korkmam normal miydi? O anı yaşarken hiç böyle hissetmiyordum. Aksine oldukça kararlıydım. Kapı çalmasa gecenin sonunu yatakta geçireceğimizden emindim. Ama kapı çalıp yaşadığımız an bozduktan sonra, kaçar gibi evden çıkıp gitmem hiç normal değildi. Aras bu hareketimi yanlış yorumlayacaktı kesin.

Elimi alnıma vurup ofladım. Bir şeyi toparlarken başka bir şeyi nasıl batıra biliyordum? Gerçekten aptalın tekiydim. Masanın üzerinde ekranı siyah olan telefonuma baktım. Aras dünden beridir hiç bir mesaj atmamıştı. Konuşmadığımız şeyler vardı. Arkadaş değildik, birbirlerimizi seviyorduk ama sevgili olmak istiyor muyduk? Bana soracak olursak ben istiyordum ama bunu Aras'tan da duysam hiç fena olmazdı.

Çok mu şey istiyordum? Ya da çok mu beklenti içerisindeydim? Bu sevgililik işlerinden hiç anlamıyor olmam benim suçum değildi. Gerçi sevgili yapmaya pek yanaşmayan biri olarak beni suçum sayılırdı ama önemli olan bu değildi değil mi? Önemli olan Aras'ın bana her birbirini seven iki birey gibi, mesaj atıyor olmamasıydı. Bu durumda benim de ona atıyor olmam gerekirdi ama ikimizde hiç bir şekilde mesajlaşmıyorduk. Hadi onu da geçtim aramıyordukta.

Bir kez daha sıkıntılı bir nefes verip not defterimi saçma sapan karalamaya devam ettim. Kaçar gibi gitmem sanırım onu incitmişti. Ama ne yapabilirdim? Kapının önünde erkek arkadaşları dururken sevişmeye devam mı etseydim? Zaten hepsi benim halime bakıp muzipçi sırıtmışlardı. Kesin seviştiğimizi anlamışlardı, çünkü o bakışların başka anlamı yoktu.

Her şekilde herkese rezil olmayı becerebildiğim için kendimi tebrik etmeliydim. Sonuçta bu da bir yetenekti. Dünyanın en rezil insanı diye adım anılacaktı artık.

"Tamam, haftaya verdiğim araştırma konularını bitirip gelin.",

Hoca dersi bitirdiğinde siyah kalın kapaklı not defterimi kapatıp kol çantama soktum. Gidip Aras'la konuşmalıydım. Birbirlerimize karşı attığımız adımlar boşuna olmasını istemiyordum. Ben bir ilişki için hazırdım, onu çok seviyordum ve hayatımı onunla geçirmek istiyordum. En azından kendime ilk kez dürüst davranıp kalbimin sesini susturmadım.

Sınıftan elimdeki kabanımla çıkıp merdivenlere doğru yürümeye başladım. Biraz temiz hava alıp Aras'ı aramayı planlıyordum.

"İnci!",

Merdiven basamaklarında durup arkamı döndüğümde bana seslenen kişiyi görmüştüm.
Will, yüzündeki geçmiş morlukların sarı izleriyle yanıma doğru geliyordu. Gözlerimi devirip merdivenlerden inmeye devam ettim. Onu görmek, muhattap olmak istemiyordum. Yetirince rezillik çıkartmıştı, biraz daha çıkartmasına göz yumamazdım.

Okulun çıkış kapısının önüne geldiğimde koluma dokunan el durmamı sağlamıştı.

"İnci biraz durur musun!",

Will, yüzüme bakıp konuştuğunda gözlerimi devirdim. Daha hangi yüzle karşıma çıkıyordu?
Kolumu elinden kurtarıp konuşmaya başladım,

"Bir daha bana dokunursan, seni rektörlüğe şikayet ederim!",

Buz gibi ve oldukça tehditkar çıkan sesim, havadaki elinin inmesini sağlamıştı. Etrafa bakış attığımda bir kaç kişinin gözleri bizim üzerimizde olduğunu görmüştüm. Bu durum beni rahatsız ediyordu. Adımın Will ile anılmasını istemiyordum.

CEVHERİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin