35. bölüm

19.2K 718 186
                                    

Eve iyice tıkanıp kalmaktan başka bir şey yapmıyordum. Gecelere kadar düşünüp vaktimi odamda harcıyordum.

Alp'in bana,bize hatta etraftaki herkese yaptığı bir yanlış vardı. Beni ,ailemi perişan etmişti ama ona zarar gelsin istemezdim. Bir insana zarar gelsin istemezdim.

Ellerim istemsizce dudaklarıma gitti. Beni ne çokta öpüyordu . Ugflayıp ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim. Kapıdan içeriye girdiğimde ablamla annem hem konuşup hem fasulye kırıyorlardı. Sessiz sessi konuşmalarını dinlemeye çalışırken annem beni farkedip sustu

"Sen mi geldin kızım" diyip bana gülerek baktı

Kafamı sallayıp yanına geçip oturdum.

"Ne konuşuyosunuz fısır fısır. Ben gelince de sustunuz"

Birbirinin yüzlerine baktılar. Annem elindeki fasulyeyi bırakıp bana doğru döndü. Ellerimi tuttu ve gülümsedi. Kaşlarımı çattım

"Seni konuşuyorduk"

"Ne olmuş" dedim bir ona bir ablama bakarak

"Şu olay olduğundan beri odandan dışarı  adımını atmıyorsun. Endişeleniyoruz"

"Bişey olmaz" dedim

"Çık dışarıya az insan yüzü gör"

"İnsan yüzü görüyorum ya" diyip güldüm

"Alaya alma. Bizden başka"dedi ablam

"Sizden başka da görüyorum" dedim ve gözlerimi çevirdim

"Nerde görüyorsün acaba" dedi ablam fasulyeleri kırarken

"Gece geli-"

Cümlemi tamamlayamdan sustum. Ablamla annem yüzüm bakıp cümlemi tamamlamamı beklerken soğuk terler dökmeye başladım.

"Yani gece arada pencereden dışarıya bakıyorum"diyip gülümsedim

"Sen yine de bi hava al arada" dedi annem

Kafamı onaylarcasına salladım ve olduğum durumdan kurtulmak için ayağa kalktım.

"O zaman ben hazırlanayım da biraz çıkayım"

Annemle ablam birbirlerine bakıp bu işi de başardık dercesine gülümsediler.

Hızlı adımlarla odama ilerleyip girdim. Kapıyı kapatır kapatmaz olduğum yere çöktüm. Elimi kalbime koyup derin bir nefes aldım. Annenin terliğini herkes bilir. Bu söylediğimi tamamlasaydım eğer terlikle de kalmazdım. Salak Nisan. Oldu olacak 'gece benimle uyuyup her fırsatta öpüyor ' da deseydin.

Korkum geçtikten sonra üstümü değiştirdim. Mavi dar kot pantalonumla toz pembe olan kapşonlu switimi giydip telefonumu almak için sehpaya ilerledim. Telefonu elime almamla çalması bir oldu.

*TAKINTI*

Telefon elimden düşecek gibi olduğunda kendimi toparlayıp tutum. Sakin ol Nisan

"Alo " dedim utanarak

Biraz hışırtı sesinden sonra nefes nefese kalmış bir şkilde konuştu

"Napıyorsun güzelim"

"Dışarıya çıkıcaktım"

"Neden" dedi sesi değişirken

"Annemler söyledi. İyi gelir dediler"

"Tamam geliyorum ben de"

"Hayır hayır. Biraz dolaşıp geri gelicem zaten"

"Geliyorum Nisan"

"Peki " dedim ve telefonu kapattım.

Annemlere çıkıyorum dedikten sonra ayakkabılarımı giyip aşagı indim. İki sokak aşagı inmeden Sarp'in arabası önümde durdu. Gözlerim kocaman olurken arabanın içinde sırıtan Alp'e baktım. Ne çabuk dedim kendi kendime. Eliyle arabaya bin işareti yaptığında yavaş haraketlerle arabaya yaklaştım. Kapıyı açıp arabaya bindim.

"Kemer" dedi

Kemerimi bağladım ve arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Elimi tutup dudaklarına götürdü ve öptü

"Özledim"

Kalbimin ritimleri değişirken sessiz kaldım. Gözlerini ovuşturup bana gülümsedi. Kırmızılaşmış gözlerine baktım ve kaşlarımı çattım

"Bi sorun mu var" dedim

"Şirket işleri. Saat beşten beri uyanığım . "

Anladım dercesine kafamı salladım ve önüme döndüm.

"Evimize geçiyoruz. Filim falan izleriz sonra seni eve bırakırım"dedi yola bakarak

"Evimiz" dedim suratına şaşkın şaşkın bakarken.

"Evet. O eve sen gittiğindn beri girmiyorum" dedi bana bakarak.

"Dışarda olucaz"dedim tek kaşımı kaldirarak.

"Nisan inan bana çok yorgunum. Ve hayatta seni bensiz dışarı salmam unut bunu"

Yorgunum demesine kıyamayıp kafamı saladım.

Yolculuğun ardından evin önünde durdu ve aşağı indik. Evin kapısını açtı ve iceriye girdik. Kapıyı kapatıp arkamdan sarıldı. Kafasını omzuma koyup yanağımı öptü.

"Evine hoş geldin prenses. Film için mısıra ne dersin?" dedi bir kez daha öperek

"Olur" dedim sessizce

"O zaman sen mısır patlatıyorsun ben de üstümü değiştirip gelicem" dedi ve güldü.

Ters ters ona baktım ve gülümsedim. Gülümsememden öpüp koşarak merdivenleri çıktı. Etrafı inceleyip mutfağı bulup içeriye girdim. Her yerde arasam da mısırı bulamamıştım. Mutfaktan içeriye giren Alp'e bakakaldım. Eşohman  üstüne siyah tişort giyinmişti. Takım elbisesinden çıkıp serbest giyinen bir Alp beklemiyordum karşımda. Şaşkın şaşkın ona bakarken eliyle burnumu sıktırıp göz kırptı

"Şey mısırı bulamadım da"

"Sen geç bu seferlik benden olsun. Evlenince sen yaparsın" diyip alnımı öptü.

Kafamı sallayıp salona geçtim. Televizyonun karşısındaki koltuğa oturdum ve etrafı incelemeye başladım. Televizyon ünitesinde bir sürü çerceveli fotoğraflar vardı. Burak'la çekinilmiş fotoğraflar. Dayısıyla artistce verdiği gözlüklü fotoğraflarına gülümsedim. Cidden dayısını çok seviyordu. Hoş onun Alp'ten başka kimi vardı ki. Dedesiz ,babanesiz .

"Film beğenseydin" dedi Alp ağzına bir mısır atarak yanıma yaklaşarak.

Omuzlarımı havaya kaldırdım. Eline kumandayı alıp filmi seçti ve yanıma oturdu. Kafasını göğsüme koydu ve mısır uzattı. Avcuma mısır alıp ağzıma attım.

Filmi her ne kadar dikkatle izlesem de hiçbirşey anlamamıştım.

"Bu adam kızın nesi oluyor"

Alp'e sorduğum sorunun cevabı gelmeyince eğilip yüzüne baktım. Uyumuş bir Alp tabi ki beklemiyordum. Bacaklarını koltuğa toplayıp daha çok sokuldu. Bacaklarını elimden geldiğince koltukta uzatmaya çalıştım. Kafası bacağıma düşerken arkamda olan battaniyeyi alıp üzerine örttüm. Telefonumun çalmasıyla uyanmasından korkup hızla açtım.

"Alo"

"Nerdesin diye aramıştım ablacım"

"Arkadaşımla karşılaştım bir iki saate gelirim"

"Tamam canım" diyip telefonu kapattı

Telefonumun tekrar çalma ihtimaline karşı telefonumu titreşime aldım. Ellerimle saçlarıyla oynamaya başladım. Televizyonun sesi, Alp'in sakince aldığı uyurkenki nefes sesi uykumu getirmişti.

Kulaklarımda televizyondaki kadının ağlama sesleriyle gözlerimin kapanmasına izin verdim.

Beğenmeniz dileğiyle ,sevgilerle.

TAKINTI(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin