Keyifli okumalar!
Divörz.
ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
Ben çok meraklıydım sanki onların menajeri olmaya. Fakat tamam, sakin olacak; oyunu kurallarına göre oynayacaktım. Atılan taşı kısa bir süreliğine de olsa gül saymam, şu an için en hayırlısı gibi görünüyordu. Bunun için, üyeler ceketleri giyerek kameraların önünde yerlerini alırken son bir umut, "İyi geçinelim!" diye seslendim.Diğerleri sessiz kalıp duymamışlıktan gelirken Jungkook dönüp ters ters baktı.
"Çok beklersin."
"Sakin olmalısın, Young. Sen mantıklı bir genç hanımsın. Nasıl onları dövdürmeyi düşünebilirsin? Bu çok saçma!"
Şaşkınlıkla kaşlarını çatan arkadaşıma, bugün içindeki belki de bininci somurtuşumu yolladım.
"Öyle mi? Ann, farkında mısın bilmiyorum ama benden nefret ediyorlar. Belki akılları başlarına gelir ha?"
Düşüncemi kabul ettirmek adına biraz daha üstüne gittim. Kendisi Glam'ın menajeri ve benim en yakın arkadaşımdı. Geçen hafta içerisinde karar vermiştim buna. Normalde insanlarla çabuk kaynaşabilen biri değildim ancak Ann'le arkadaş olmaya mecbur bırakılmıştım. BigHit'de herkesin, ben hariç elbette, gözü kapalı güvendiği biri vardı ve şirkette suratıma bakan sayılı kişilerden olduğu için Ann, resmi olarak 'en iyi arkadaş' ünvanını şahsım tarafından kazanmaya layık görülmüştü.
Neden BTS'i dövdürmek istediğime gelirsek... Geride kalan şu bir hafta, tam anlamıyla kabus gibi geçmişti. Bangtan'ın Japonya'daki konseri için gerekli tüm hazırlıklarla uğraşmaktan uykusuz kalmış ve yorulmuştum. Yüzlerce telefon görüşmesi yapmış, verilen bütçeyi aşmamaya çalışarak 5 yıldızlı bir otelden oda ayırtmıştım. Hem BTS'e hem kendime, hem de bizimle beraber gelecek olan yardımcılara. Keza oldukça pahalıya patlamıştı. Si Hyuk'tan azar bile işitmiştim.
"Senin sorunun ne, biliyor musun tatlım?" Ann, yüzünü kapatan sarı saçlarını geriye attıktan sonra bana doğru eğildi. "Onlarla arkadaş olmaya çalışıyorsun. Sen bir menajersin, tamam mı? Kimseyle iyi geçinmeye ihtiyacın yok. Sadece işini yapman gerek. Böylece sana saygı duyar ve bu davranışlarına bir son verirler."
Bakışlarımı sarılı kolumda gezdirdim. Gerçekten bu davranışlarına bir son vermeleri gerekiyordu.
Olayların geri kalan kısmına dönersek, birkaç gün önce Bangtan'ı, onlar için temin edilen yeni, dubleks yurtlarına götürmüş, sahte olduğunu fark etmediklerini umduğum gülücükler saçıyordum. Hatta sırf onlarla iyi geçinip şu yakında mezarım olacak BigHit'de kalmak uğruna, paraya kıyıp ev hediyesi bile almıştım. Fakat acıkan üyeler için mutfağa geçerken tam tamına 100 dolar değerindeki aldığım yeni kristal vazoyu kıracaklarını nereden bilebilirdim ki? Doğal olarak sinirlenmiştim tabii. Bir süre sinir krizine girmenin eşiğinde takılı kalarak bağırıp çağırmış, ardından yurttan çıkmak için hızla araladığım sokak kapısını çarpacakken şu an baş düşmanlarımdan biri ilan ettiğim Park Jimin, bir şey unuttuğumu söylemişti. Arkamı döndüğümde, montumu bana doğru uzatmış, gülümsüyordu. Tam olgunlaştıklarını düşünürken ise cebine yurtta besledikleri 'şirin' hamsterı koyduklarını anlamam uzun sürmemişti. Üstümdekini dehşet içinde ve çığlık çığlığa çıkarmaya çalışmış ve bununla beraber kendimi yerde buluvermiştim. Kabul, hamsterlar küçük burunları ve kısa tüyleriyle oldukça sevimli yaratıklardı, ancak her hayvana dokunamamak gibi ufak bir fobim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAFTY |Jungkook| ✓
HumorBangtan'ın geçici menajeri olmakta ne gibi bir sorun çıkabilirdi ki? |Tür: Komedi| Story by Divörz. Başlangıç: 7 Eylül 2014 Bitiş: 8 Eylül 2019