CRAFTY -39-

16.1K 1.3K 394
                                    





Keyifli okumalar!

Ayrıca, hepinize teşekkür etmeden de geçemeyeceğim. Crafty'i o kadar sevdiniz, Pa Do Young'ı o kadar benimsediniz ki bazen inanamıyorum. Acemilik dönemimde yazmaya başladığım bu Jeon Jungkook ficinde bu başarıyı yakalamak anca rüyalarımı süsleyebilirdi. Hepiniz çok seviyorum, muhteşem ilginiz için sonsuz teşekkürler!




ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

Gözyaşlarım teker teker akarken onu umursamadım bile, sadece elimden geldiğince sessiz bir biçimde ağladım. İşte yeni yıla böyle girdik.

O kapının diğer ardında, ben kapının diğer ardında.

Ben ağlıyorum, o benim hıçkırıklarımı dinliyor.

Her şey yaklaşık bir hafta öncesine benziyordu. Aynı onun gibi ben de kendimi tuvalete kilitlemiştim ve bir yakınım ölmüşçesine şiddetle ağlıyordum. Onun gibi acı çekiyor ve içten içe avutulmayı bekliyordum. Tek fark, Jeon Jungkook'un diğer herkesi boşverip aralarında koca bir kapı olan beni yalnız bırakmamasıydı.

Ben, o ağlerken umursamamıştım bile.

Fakat şimdi o, benimle birlikte ağlıyordu.





Başım tam anlamıyla çatlıyordu. Öyle ki şu an yaşadığımdan emin olmasam, sevgili anneciğimin beynimi yarıp içine maknaeye karşı aşk tohumları ektiğine emin olabilirdim. Aslında, dün gece olanlarla ilgili sizlere çok detaylı şeyler anlatmak istemiyorum. Çünkü biliyorsunuz, geçirdiğim en berbat yılbaşı gecesiydi. Jimin'in tüm o hakaretlerini bir güzel yuttuktan sonra bir de Jungkook'un vicdanımı zedeleyen fedakarlığı suratıma bir tokat misali çarpmıştı. Fakat madem bu benim ve Jeon Jungkook'un hikayesi, hepinizin bilmeye hakkı var.

İtiraf etmek gerekirse, maknaeyle ağlaya zırlaya yeni yıla girdikten sonra geceye dair hatırladığım sadece birkaç ufak şey var. Ki sanırım bu en beterleri:

Art arda kafaya diktiğim bira şişeleri, ve tanrının hiçbir kulunun kalkıp da beni engellemeye çalışmaması.

O lanet sahneye çıkarken –bilmiyorum bunun ne demek olduğunu anladınız mı??- birkaç kez düşme tehlikesi geçirmem, ve belki de en beteri...

Jungkook'u leş gibi içki kokan nefesimle dans pistine sürüklemem.

Hangisinin daha beter olduğundan emin değildim, fakat içimden bir ses sonuncusunun olduğundan bahsediyordu. Çünkü sahneye çıkıp tüm içimde birikenleri dökmem aynı Joo He'nin ki gibi bir miktar affedilebilirdi. Fakat sarhoşken maknaeye söylemiş olabileceklerimden kesinlikle ama kesinlikle deli gibi korkuyordum. En kötüsü de tek bir şey bile hatırlamıyor oluşumdu.

"Gidiyor musunuz, noona?"

Önümü kesen turuncu kafalı bir adet Park Jimin nedeniyle duraksamak zorunda kaldım. Suratına oturttuğu zoraki gülümseme ve elindeki hediye paketiyle oldukça sahte görünüyordu.

"Evet," diye asık suratla konuştum. "Şimdi çekil önümüzden, seninle muhatap olmayacağım."

'Önümüzden' derken tabii ki Jungkook'la kendimi kast ediyordum. Malum, bugün 1 Ocak'tı ve ne kadar hoşlanmasam da annemin ayarladığı bebe doğumgününe katılmak zorundaydım. Ancak bu şartla Jeon Jungkook'un çenesini kapayabilirdim.

Jimin veleti tek bir saniye suratını astıktan sonra elindeki paketi hevesle uzattı.

"Bu senin için, noona. Malum, yeni yıla girdik ve tüm yıl iyi geçinmemiz için sana kendi ellerimle bir hediye hazırladım. Bakmak ister misin?"

CRAFTY |Jungkook| ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin