CRAFTY |Jungkook| ✓

CRAFTY -37-

İşte karşınızda Crafty standartlarına göre uzun bir yb! 50K okunma, 6.1K vote olmamızın şerefine! Umarım 10K'ları da görürüz *hayalperestemoji*

Bölüm geç geldiği için üzgünüm, ancak derslerle o kadar haşır neşirim ki artık haftada tek bir bölüm yazmak bile zor gelmeye başladı.  Sonuna kadar fighting çekin Divörz'ünüze!

Keyifli okumalar!

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

Her şey o kadar ani gelişmişti ki benim gibi şeytana pabucunu ters giydiren bir Pa Do Young bile takip etmekte zorlanmıştı. Birkaç gün önce maknaenin benden hoşlandığı ortaya çıkmış, ve ardından yüzlerce kez bunda şüpheye düşüp tekrar tekrar öfkelenmiştim. Şimdi ise yaşına başına bakmadan beni öpmüştü.

Beni.

BENİ.

PA DO YOUNG'I.

Elim istemsizce dudağıma kaydığında tiksintiyle olduğum yerde sıçradım.

Pekala, madem maknae adam gibi konuşmaktan anlamıyordu, o zaman ben de konuşmaktan çok daha beterini yapardım.

Onu kendimden soğuturdum.

Artık ebediyen tek kaldığım yatak odasının hemen dibindeki minik tuvalette yaklaşık yarım saattir dikiliyordum. Aynanın dibine girip olmayan sivilceler yaratıp, ek dolu saçlarımı gerçekten berbat bir hale sokmak için üstün bir çaba göstermiştim. Öyle ki alnımın tam ortasına, bir de üst dudağımın hemen yamacına zamanında Makyöz Nana'dan 'ödünç aldığım' eski malzemelerle çizdiğim iki koca ve kırmızı sivilce fazlasıyla işe yarayacakmış gibi duruyordu. Sonuçta sevgili maknaemizin bebek gibi bir cildi vardı ve muhteşem bir azgınlıkla geçirdiği ergenlik döneminde bile yağlı bir cilde sahip olmamıştı. 25 yaşına doğru emin adımlarla ilerleyen sivilceli bir ahjummanın onu tiksindireceği kesindi.

"YA!!" Kapı daha önce 4534534 defa olduğu gibi yine şiddetle tıklandı. "ALTIMA YAPACAĞIM!! BİRAZ HIZLI OLAMAZ MISIN?!!"

Bu tabii ki Tae'ydi. Namjoon ve Yoongi gibi genellikle benimle iletişime geçmemeyi yeğleyip gerekli bir şey olduğunda adımı dahi ağzına almamak için büyük gayret gösteriyordu ancak ısrarla noona dememek için çabalasa da saygı çerçevesinde konuşuyordu. Malum, altısı da benimle küsmüştü fakat Jimin ve Hoseok manyağının yarışmada olması içinde bulunduğum durumu gerçekten kolaylaştırıyordu. Jungkook ise... eh, dün akşam yaşanan o 'hoş' olaydan sonra annem tarafından apartopar hastaneye kaldırılmış ve geceyi orada geçirmişti. Onlar eve gelene kadar gözüme tek damla uyku girmediği gerçekti, ancak bunu elbette belli etmemiştim. Horlama takliti yapmış, annemin soğumuş sofrayı toplarken kendine sövmesine neden olmuştum. Nasıl böyle aptal ve beyinsiz bir kız doğurabilirmiş, beni doğurmak yerine taş doğursaymış, aynı babama ve abime benziyormuşum, o ikisi gibi hiçbir işe yaramazmışım... İtiraf etmek gerekirse söyledikleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı. Sonuçta kadın haklıydı. Adam gibi menajerlik bile yapamıyordum. Üstelik eski menajerin ayaklanıp yerime geçmesine belki 2 aydan az kalmışken.

Ucuz makyaj malzemelerini hızla banyo dolabına tıktıktan sonra kilidi açarak hızla kapı kulpunu çevirdim. Bangtan'ın uzaylısı V, 2 gündür fırçalanmamaktan yumurta sarısına dönmüş dişleriyle dudağını kemiriyor ve maknaeyi aratmayacak şekilde 'küçüğünü' tutuyordu. Tabi ki pantolonun üstünden.

"Tanrım, nihayet!" Zıplarken bir yandan da yere diktiği bakışlarını üzerime çevirdi. Bir anda büyüyen gözleri sanırım iyi bir iş çıkardığımın habercisiydi. "Y-YA! N-NEDEN BU KADAR ÇİRKİNSİN?!!"