CRAFTY -60-

9.7K 842 344
                                    


Fazla söze gerek yok. Geri geldim. *-*

Ve Crafty'i bitirmeden gitmeyeceğim! Elimden geldiğince her gün yeni bölüm yazıp paylaşacağım. Böylece hikaye daha fazla sünmemiş olacak -artık daha ne kadar sünebilirse :D-.

4 yıldır bir fici bitiremediğim için üzgünüm. Üniversite beni çok bozdu :D

Ayrıca, Crafty bittikten sonra yeni bir fice başlamak istiyorum. Çünkü ne zaman Watty'e zaman ayıramadım, o zaman daha mutsuz bir insan oldum. Hayal kurmak gerçekten insanı daha iyi biri yapıyor, bunu fark ettim. Yorumlar kısmına hangi idolü başrol olarak görmek istiyorsanız lütfen bunu benimle paylaşın. Şimdi nihayet:

Keyifli okumalar!





ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
"YA!" Öfkeyle sıçradım. "NE ŞİKAYET ETMESİ! BENDEN KÖPEK GİBİ YARDIM İSTEYEN OYDU!!"

Maknae buz gibi bir ifadeyle suratıma baktı. "Jake'i görmediğini söylemiştin."

Tam bir gerizekalıydım. Dünyadaki en gerizekalı insan olabilirdim. Veya alkol ciddi anlamda dilimi çözüyordu.

Jungkook tek elimi avuçlarının arasına alırken ben çoktan kendimi tutamayarak ağlamaya başlamıştım bile. Ve yaptığım böylesi bir şerefsizliğe rağmen hala kulağıma sakinleştirici olduğunu düşündüğü cümleleri fısıldayıp duruyordu. Ve içlerinden birisi sinirlerimi daha da çok yıpratıp duruyordu. Bilmiyorum, belki de hıçkırıklarım ve fondaki bar müziği nedeniyle duymadığımı düşünüyordu fakat yanılıyordu:

"Biz seninle ne yapacağız, Pa Do Young?"






Yanımdaki, sert americanoyu içmem için kulplu bardağı altından tutuyordu. Fazla sıcak olduğunu söylemiştim ancak o kendime geleceğimi iddia ederek dilimin yanmasını pek önemsemiyordu. Açıkçası benim de önemsediğim söylenemezdi çünkü başım gerçekten dönüp duruyordu ve gözlerimin zonklamasından gereğinden fazla ağladığım ortadaydı. Şu durumdayken sıcak kahvenin dilimi yakması bir nebze iyi gelebilirdi.

Ağzıma gelen sadece bir damla kahveyle suratımı buruşturarak yana çevirdim. "Ya, yeter maknae. Daha fazla içmek istemiyorum."

"Birkaç yudum daha, sonra zorlamayacağım söz."

Ben dediğini huysuzlukla yerine getirirken Jeon Jungkook üzgün ama ilgili bir tavırla yüzüme bakıyordu. Bana acıyor gibi bir hali vardı ki bunun için onu suçlayamazdım. Ben bile şu an kendime acıyordum. Çünkü anlık bir nefrete kapılarak şirketime ihanet etmiştim. Kendi sonumu kendim hazırlamıştım.

"Kahve için teşekkürler, alabilirsiniz." Maknae elindeki kupu barmene uzattıktan sonra bana dönerek tekrar tek elimi avucunun içine aldı. Elleri benimkinin aksine sıcacıktı ve bu içimdeki bir şeyleri kıpır kıpır ediyordu. "Anlatmak istersen dinlerim, Young."

Bunu söylemesine gerek yoktu, hal ve hareketinden yeterince belliydi.

Beceriksizce gülmeye çalıştım. "Neden bu kadar tatlısın, maknae?"

Jungkook derin bir iç çekti. "Peki sen neden konuyu çarpıtıyorsun, Young?"

Aslında tam olarak çarpıttığım söylenemezdi. Gerçekten yakışıklı görünüyordu ve hala biraz çakırkeyif olduğumu hesaba katarsak bunu özgürce söyleyebilirdim.

"Çarpıtmasam ne değişecek ki?" Önüme döndüm. "Jake şerefsizi benden yardım istedi ve ben de onu gammazladım. Olay bundan ibaret."

"Sana onun bana söz verdiğini söylemiştim. İstifa edip yurt dışına gidecekti. Neden bekleyemedin ki?"

CRAFTY |Jungkook| ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin