CRAFTY |Jungkook| ✓

CRAFTY -23-

Buraya kadar Crafty okumayı sürdürdüyseniz ve az da olsa güldüyseniz, rica ediyorum tek bir yıldıza basmaktan gocunmayın.

Sizi seviyorum.

Keyifli okumalar!

Divörz.

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
Tae gülerek kaşlarını kaldırdı.

"İnan bana benim planımdan daha iyi olamaz. Çok ciddiyim, noona. Ağlayabilirsin bile."

"Bu ciddi bir iddia, Kim Taehyung," dedim. "Başarılı olacağından nasıl %100 emin olabilirsin?"

Kocaman sırıtıp omuzlarını silmekle yetindi. Bu savaş demekti. Öyle bir eşek şakası yapacaktım ki, Jungkook dışında tüm Bangtan arkamdan iş çevirdiğine pişman olacaktı.

Soru: Jimin ve Hoseok'suz bir akşam yemeği nasıl; hoşuna gitti mi?

Cevap: Ağzına iki tane geçiririm, çocuk. Burada her şey harika.

Ah, tabii ki hayır.

O ikisinin şu an etrafımda olmamasının bana kattığı en ufak bir artı bile yoktu. Onların eziyet görevini bugün Jungkook ve Jin yüklenmişti. Üstelik... Bu lanet soru da neyin nesiydi? Tamam, bu gece telefonumun ekranında böyle garip mesajlar belirmesine alışalı çok olmuştu fakat soruların içeriği kuşku uyandırıcıydı. Söylediğim gibi, Jimok'un kutsal görevini kesinlikle bu gece Jinkook üstlenmişti. İkisi de peşimi bırakmıyor, sülük gibi yapışıyorlardı.

Büyük ihtimalle siz okuyucular şu an söylediklerimden hiçbir şey anlamadınız. Pekala. Ben, menajer Young bu yüzden vardım zaten. Sizlere şu beş para etmez veletlerin gerçek kişiliklerini tüm dünyaya, en çok da tüm bu yazdıklarımı okuyanlara göstermek için.

Her şey 2 saat önce başlamıştı. Bangtan'ın Dope klibinin topladığı alkışları ve Fun Boys ile I Need U'nun birinciliğini kutlamak için birkaç çalışan ve elbetle Bang Sensei'yle gittiğimiz yemekte.

Jimin'le Hoseok'tan kurtulduğum için sevinçliydim. Dün akşamüstü onları Seul dışındaki yarışma kapsamındaki yeni yurtlarına bırakmıştım. Öyle ki bu gece hiçbir şeyin kolay kolay moralimi bozamayacağını düşünüyor; en çok da Jake'le aramı düzeltme girişiminde bulunmaya değecek harika bir ortam olduğuna seviniyordum. 5 üye, ben, makyöz Nana, gözlüklü stilist Sook Chan, başkan ve tabii ki Jake olmak üzere topu topu 10 kişiydik. Si Hyuk bir restoranı kapattırmıştı. Sakın yanlış anlaşılmasın, onun 'restoran' diye hitap ettiği yere lokanta demek için bin şahit isterdi. Koca BigHit'in başkanı yine paraya kıyamamış; kapata kapata Chinsung adında küçük bir ramenciyi kapatmıştı. Dayanıksız, tahta taburelere oturuyorduk ve birkaç dakika sonra kıçımın ağrıyacağına iddiaya girerdim. Hayır, asıl üzüldüğüm şey saatlerimi harcayıp hayatımda belki de ilk defa adam gibi makyaj yaptıktan sonra böyle döküntü bir yerde yemek yiyecek olmamızdı.

Şu anki durumumuz göz yaşartıcıydı aslında, her ne kadar kimsenin umurunda değilmiş gibi görünse de. Henüz ramenciye yeni giriş yapmıştık ve dükkan sahibi büyük bir gururla elindeki metal yığınını şehrin anahtarıymışçasına Bang Si Hyuk'a uzatıp sabaha kadar kendimizi evimizde gibi hissetmemizi dilemişti. Ayrıca ocakları dikkatli kullanmamız gerektiğini bir tanesinde gaz kaçağı olduğunu da dikkatle belirtmişti. Ancak başkanlık yapması gereken koca göbekli herif şimdi rahat olmak adına tuvalette altına geçirdiği şalvarla beraber ocağı yakmaya çalışıyordu.

Telaşla henüz oturduğum tabureden kalkıp yanına koşuşturdum.

"Bang PD-nim, siz oturun. Tae ve Yoongi halleder." Omuz üstünden ikisine uyarıcı bir bakış atarken buralı görünmüyorlardı. Sonuçta ne kadar hoşuma gitmese de bu adam BigHit'in sorumlu başkanıydı ve onun bir yerleri yanacağına bu ikisininki yansa daha iyi olurdu.