ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
"Bunun pek bir önemi kalmadı, Jungkook. İstifa mektubumu az önce Si Hyuk'a verdim. Birkaç gün sonra şirketten resmi olarak ayrılıyorum."Jungkook şok içerisinde bana bakakalırken tek yalan söyleyebilecek olanı kendisi sanması oldukça ironikti. Fakat onun kadar ben de başına açtığı belalardan muzdarip biriydim. Buradan çıktıktan sonra ilk işim annemi falan aramak değil; bir istfa mektubu hazırlamak olacaktı.
Sanırım bir kez daha kendi mezarımı kendim kazmıştım. İşte bu kadar da düşünceliydim.
"Her neyse." Yalanımın belli olmadığını umarak devam ettim. "Beni duydun. Yakında benden kurtuluyorsun maknae. Ama ben istediğim için, sen istediğin için değil."
Jeon Jungkook saçma sapan bir şekilde üstündeki şaşkınlığı atamamıştı. İrileştirdiği ve zaten yeterince büyük olan gözleri eşliğinde çattığı kaşları, istifa olayına inanmakta güçlük çektiğini belirtiyordu. Ve de söylediklerimi algılamakta zorlandığını.
"Ben istediğim için mi?"
Bir de anlamazlıktan gelmesi yok muydu, beni iyice sinirlendiriyordu.
"Si Hyuk'a bir menajer olarak benden memnun kalmadığını söylemişsin. Duymayacağımı mı sanıyordun?"
"Ondan bahsediyorsun..." Hafifçe kıkırdayarak başıyla onayladı. "Beni oldukça gıcık ettiğin günlerdi, ben de söyledim."
Tanrı, geçen her saniye karşımdaki bu idolün bir çocuktan farkı olmadığını bir kez daha ispatlıyordu. Bana sinir olmak gibi basit bir eylemi gerçekleştirirken belki de ciddi anlamda işime mal olacaktı. Bangtan'dan sadece birkaç üye daha ona destek çıksaydı şu an burada bu konuşmayı gerçekleştiriyor bile olamayacaktım muhtemelen.
Tam o an şöyle bir dumura uğradım. Ben, ne kadar saçma, ne kadar budala bir insandım böyle! Maknaenin yapmaya çalıştığı şeyi yargılayıp duruyordum fakat birazdan aynısını kendi kendime yapacaktım. İstifa mektubumu verecek ve maknaenin başladığı işi bitirecektim. Ölüm fermanımı kendi kendime imzalayacaktım. Ve muhtemelen aç ölecektim. BigHit'ten başka beni çalıştırmaya gönüllü tek bir şirket tanımıyordum.
"Sen tam bir veletsin." Tükürürcesine konuştum. "Ve ben, şimdi gidiyorum maknae. Bunun son konuşmamız olacağını umuyorum."
Kaşları hızla çatılırken bana doğru istemsiz bir adım attı. "Bu da ne demek?"
Aniden kurumaya başlayan boğazımı öksürmemek için tek elimle hafifçe ovdum. Ben, ne diyordum tanrı aşkına? Dudaklarımdan dökülen kelimeler resmen bana ait değil gibilerdi. Sanki hepsinin amacı Jungkook'u incitmekti ki bunu başardıkları da gayet ortadaydı. Fakat... aynı zamanda ben de inciniyor gibiydim. Son konuşma olmasını ummak? Cidden, bu benim için bile fazla iddialıydı.
Kendimi tutamayarak seslice yutkundum. Gözlerim karşımdakine odaklanmakta zorlanıyordu.
"Ben şirketten ayrıldıktan sonra bir daha görüşmeyeceğiz, Jungkook."
Maknae beklemediğim bir telaşla bana doğru iyice yanaştı. Sağ eli benimkinin dibinde, dokunmamak için oldukça büyük bir kuvvet harcıyordu.
"İyi ama neden??"
Sanıyorum Jeon Jungkook gerçek hayattan kopalı çok olmuştu.
"Neden mi?" Vücudumdaki tüm kasları Jungkook'tan uzağa gitmek için ikna etmeye çalışıyordum fakat uzuvlarım bile bana ihanet ediyordu. "Yüzlerce sebep var, maknae. Yüzlerce. Hangisinden başlamamı istiyorsun? Ünlülere sorun çıkaran 'sevgilileri' gibi konuşmak istemem ama senin milyonlarca hayranın var. Ve çoğunun manyak olduğu bir sır değil. Üstüne üstlük benden çok küçüksün. Sübyancı damgası yememi mi istiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAFTY |Jungkook| ✓
HumorBangtan'ın geçici menajeri olmakta ne gibi bir sorun çıkabilirdi ki? |Tür: Komedi| Story by Divörz. Başlangıç: 7 Eylül 2014 Bitiş: 8 Eylül 2019