CRAFTY |Jungkook| ✓

CRAFTY -10-

Keyifli okumalar!

Divörz.

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
Alev saçan bakışlarımı oldukça ezik bir tipe benzeyen adamdan çevirerek aceleyle kulise giren Jungkook'a çevirdim. Üstündeki okul formasıyla evine dönen bir ergene benziyordu.

"Senin burada ne işin var?" Dehşetle sordum.

Birkaç dakikaya sahneye çıkacaklardı ve özel kaleografi nedeniyle diğerleriyle beraber pistin altına inmesi gerekiyordu.

Beni sakinleştirmek amacıyla omzumu sıkıca kavradı.

"Young, bir anlaşma yapmaya ne dersin?"

Si Hyuk burnundan soluyarak başını iki yana salladı. Oldukça sinirli görünüyordu.

"Hala inanamıyorum! Nasıl böyle bir şey yapabilirsin?!"

Dudaklarımı birbirine kenetleyerek bakışlarımı kucağımda birleştirdiğim ellerime indirdim. Tek kelime etmeye hakkım yoktu, Si Hyuk ilk defa doğruları söylüyordu. Yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım ve bunun cezasını çekmeye hazırdım.

"Üzgünüm, Bang PD-nim." diye mırıldandım.

Ne kadar tüm suçun bende olduğu düşünülse de Namjoon ve Hoseok yüzünden başım belaya girmiş, üstelik bu sefer ucuz kurtulamamıştım.

İkisi birden büyük bir skandala imza atmışlardı, üstelik bunu konser sonrası kulisten ayrıldığım yarım saat içerisinde gerçekleştirmişlerdi. Kimbab almak için Bangtan'ı hayranlarla yalnız bırakmıştım ve onlar yine beni hesaba katmadan düşüncesizce davranmışlardı.

Namjoon kızın tekiyle tuvaletten çıkarken, Hoseok da sarmaş dolaş görüntülenmişti. Bunu nasıl becerdiklerini bilmiyordum ama çekilen görüntülerin arasında 2 dakika bile yoktu. Namjoon'la kızın peşine düşen hayranlar başka bir odada Hoseok'la hayranını yakalamış ve flaş üstüne flaş patlatmıştı.

(Y/N: Detaylar için Just You adlı ficime uçun! diyeceğim fakat bu fic de kaldırıldı.)

Tüm K-Pop dünyası art arda patlayan bu iki skandalla çalkalanmıştı ve bundan tam 3 ay önce Si Hyuk beni tekrar odasına çağırmış, kuvvetli bir basın açıklaması yapmamı istemişti. Elimde savunmam için en ufak bir delil yoktu.

Adını dahi bilmediğim iki kızın BigHit çaylağı olduğunu, ve Bangtan'la oldukça iyi geçindiklerini söylemiştim.

Ki çaylak olmadıkları gibi beli kırılan kızın Namjoon'la iyi anlaştığı da koca bir yalandı. Hastaneye ziyarete gittiğimiz 4 seferinde de tek kelime etmeyen RapMon'a laf sokup durmuştu ancak en ufak bir karşılık alamamıştı.

Si Hyuk masanın üzerindeki dosyalardan en ince olanını çekip çıkardı.

"Her neyse, olan oldu. Şimdi al şunu o kızlara imzalat."

Gözlerimi şaşkınlıkla büyüttüm.

"N-Ne?"

CEO bakışlarını bıkkınlıkla odada gezdirdikten sonra kaşlarını çattı.

"Bu işten başka türlü kurtulamayız. Kızlar çaylak olacak. Ne yap ne et imzalat şunları."

Bu adamın ne dediğini kulakları duyuyor muydu? Tamam, çuvallamış olabilirdim ama bu onların şirkete girmesi anlamına gelmiyordu, yetenekleri olup olmadığını bilmiyorduk bile. Yaptığım tek şey Si Hyuk'un avukatı gibi yalan söylemekti.