2: Neighbourhood

2.9K 428 1.8K
                                    

"Marvin koşuyor, koşuyor, koşuyor! Kale boş çünkü oyuncak ayı yere devrilmiş, şut atıyor ve gooool!"

Marvin evin bahçesinde kendi kendine futbol oynarken Harry onu salonun penceresinden izliyor ve gülüyordu. Onun futbola olan ilgisini fark eder etmez evinin bahçesine bir futbol kalesi almıştı. Marvin genelde kalenin önüne kendisinden bile uzun olan oyuncak ayısını koyar, kendi kendine futbol oynamaya çalışırdı.

Harry onunla oynamak isterdi elbette ama futboldan hiç anlamıyordu ve ilgisi yoktu. Marvin de bu konuda sorun çıkarmıyordu zaten; bazen yakın arkadaşı Alfie'yi çağırıp onunla oynuyordu, bazen de devasa ayısıyla...

Marvin koşarak kaleye gitti, kalenin içindeki futbol topunu aldı ve devrilmiş olan oyuncak ayısını düzeltti. "Şimdi Marvin en büyük atışını deneyecek." diyerek kendi kendine futbol spikerliği yaptı. Olabildiğince geriye çekildi ve tüm gücüyle topa vurdu.

Fakat hiç beklemediği bir şey oldu ve top evin etrafını çevreleyen duvarı aşıp dışarıya kaçtı.

Koşarak bahçe kapısının dışına çıktı. Topunun nereye gittiğini görmeye çalışırken kaldırımda yeni karşı komşularını gördü. Topu onun ayağının altında duruyordu.

"Merhaba!" dedi onun yanına giderken. "Topumu yakaladığın için teşekkür ederim! Ve rahatsız ettiysem özür dilerim. Karşımızdaki eve taşındığını biliyorum, hoş geldin!"

Louis her şekilde neşe saçan oğlanın bu öz güvenine şaşkınca baktı. "Merhaba, sorun değil."

"Babamla senin bir filmini izlemiştik. White Blood. Kötü karakterdin ama ben seni çok sevmiştim! Çok başarılısın, tanıştığımıza sevindim! Benim adım Marvin."

Marvin yaşına göre çok olgun bir konuşma tarzıyla konuşup ona elini uzattığında Louis onunla tokalaştı. "Teşekkür ederim. Ben de Louis. Memnun oldum." dedi. Onu birkaç gün önce, eve ilk taşındığı gün görmüştü. Genç ve güzel bir adamla birlikte bu evden çıkıp arabaya binmişlerdi. "Babam mı dedin az önce? Babanla mı yaşıyorsun?"

"Evet."

"Abin var mı?"

"Hayır, neden ki?"

"Öylesine, sohbet olsun diye sordum. Yani bu evde kimlerle yaşıyorsun, komşularım kimler merak ettim."

"Sadece babam ve ben varız. Beatrice Teyze her sabah gelir, ev işlerine bakar, akşam da kendi evine gider."

Yani yanında gördüğü adam cidden çocuğun babasıydı. Buna şaşırdı çünkü adamı sadece uzaktan görmüş olsa da, onun yedi-sekiz yaşlarında bir çocuğa sahip olmak için fazla genç olduğundan emindi.

Louis sessiz kalınca, Marvin "Sen yalnız mı yaşıyorsun?" diye sordu. "Kardeşlerin ya da çocukların var mı? Belki arkadaş olurum!"

"Hayır, yalnız yaşıyorum. Evli değilim."

"Olsun, seninle arkadaş olurum. Tabi eğer istersen. Bahçede futbol oynuyordum, bana katılmak ister misin?"

"Aslında biraz meşgulüm-"

Louis daha cümlesini tamamlayamadan, evin bahçesinden dışarı çıkmış olan Harry "Marvin!" diye seslendi. Altında siyah bir tayt, üstünde ise dizlerinin biraz üstüne kadar inen beyaz bluzu vardı. Kahverengi bot giyiyordu. Saçları omzunun biraz üstünde bitiyor, bukleleri düzenli bir biçimde bir arada duruyordu.

"Baba!" dedi Marvin ona doğru koşarak. Harry'nin elini tutup onu zorla Louis'ye doğru götürdü. "Bak, komşumuzla tanıştım. Adı Louis. Louis, bu benim babam Harry."

THERE YOU AREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin