26: Growing Apart

1.9K 260 353
                                    

Doncaster'daki ikinci günlerinde Harry Lottie, Ernest ve Doris ile tanışmıştı. Louis kardeşlerinin etrafında çok mutlu görünüyordu. Onlarla oyunlar oynuyordu, sohbet ediyordu, onları gezdiriyordu. Her seferinde mutlaka Marvin'i de araya alıyordu, öyle ki Ernest ve Doris ona çok alışmışlardı ve sürekli Marvin'in peşinde dolanıyorlardı. Orada kaldıkları süre boyunca Harry de çok mutluydu, hayatında hiç görmediği kadar kalabalık bir ailenin içindeydi ve başta Mark olmak üzere herkes ona sevgi dolu davranıyordu.

Oradan tekrar Beverly Hills'e döndükleri zaman Louis de Marvin de çok üzgündü, ikisini toparlama görevi yine Harry'ye düşmüştü. Louis kalabalık ailesiyle geçirdiği günlerden sonra evde yalnız kalmayı pek istemiyordu, bu yüzden Harry ve Marvin ile birlikte kalmaya başlamıştı. Harry ile aynı odada kalmıyorlardı, Marvin'in duruma kolayca alışması için onu huzursuz etmemeye çalışıyorlardı.

Çok kısa bir süre sonra film çekimlerinin başlangıç tarihi gelince, Louis hem Harry hem de Marvin ile vedalaştı ve Kanada'ya gitti. Şimdi biraz daha zorlanıyorlardı çünkü aynı evde yaşamaya alışmışlardı. Birlikte kahvaltı yapmaya, birlikte dizi izlemeye, alışveriş yapmaya, ev temizlemeye o kadar alışmışlardı ki Louis kendisini tamamen bitik hissediyordu. Tekrar film setine dönmenin mutluluğunu bile tam olarak yaşayamıyordu. Her gün yapılan telefon konuşmaları yeterli gelmiyordu.

Harry de onsuzluğa alışamıyordu ama her konuda olduğu gibi bunda da güçlü kalma görevi ona düşüyordu. İlgilenmesi gereken bir oğlu vardı, kendini salmak gibi bir lüksü olmuyordu.

Diğer günler gibi o akşam da Marvin ile salonda film izliyordu. İzledikleri film bitip de oyuncular listesi çıktığında kol saatine baktı, "Louis'yi arayalım mı Marvle Bizzle?" diye sordu telefonunu sehpadan alırken. "Henüz uyumamıştır. Yatmadan önce mesaj atar mutlaka."

"Arayalım! Bugün matematikten tam puan aldığımı söylerim ben de."

Harry ona gülümsedi, sık arananlar listesinin en başında olan Louis'yi aradı. Sonuna kadar çaldırdı ama açan olmadı. Duymama ihtimalini düşünerek tekrar aradı fakat yine açılmadı. Marvin "Galiba uyumuş." deyip kıkırdayınca Harry de güldü. "Evet, sanırım. Senin de uyuma zamanın geldi, hadi bakalım doğru yatağa."

"Uykum yok ki!"

"Yarın yüzme kursuna benimle gitmek istiyorsan uyumalısın. Uyumazsan seni Beatrice götürür."

Beatrice ile giderse otobüse bineceğini biliyordu ve elbette babasının arabayla bırakmasını tercih ederdi. Bu yüzden istemeyerek de olsa ayağa kalktı, "Tamam, gittim." diye söylendi. "Yarın kahvaltıyı IHOP'ta yapabilir miyiz? Lütfen!"

"Daha dün pankek yedik Marvle Bizzle."

"Ama IHOP pankekleri apayrı, orada yiyelim, n'olur!"

"Tamam gideriz, uyu artık hadi."

Marvin onun boynuna sarıldı, "Sen en süper babasın." deyip yanağını öptükten sonra da direkt merdivenlere yöneldi. "Gidiyorum, iyi geceler!"

"İyi geceler bebeğim, fazla oyalanma ve uyu."

Sarışın çocuk "Tamam." deyip gözden kaybolsa da, Harry onun hemen uymayacağını ve biraz odasında takılacağını biliyordu. Ertesi gün cumartesi olduğu için buna pek aldırmadı, nasılsa erken kalkma zorunluluğu yoktu.

Koltuğa uzanıp Louis'yi bir kere daha arasa mı diye düşündü. Sonra vazgeçti, uyandırmak istemezdi. Ama merak da ediyordu. Film çekiminden sürekli güncel haberler paylaşan bir fan sayfasını hatırladı, en azından Louis'nin setten çıkıp çıkmadığını görebilmek için ona bakmaya karar vererek Twitter'ı açtı.

THERE YOU AREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin