9: Missing

2.6K 398 912
                                    

"Sıradaki haberimiz ise yine ünlü oyuncu Louis Tomlinson hakkında. Birkaç gün önce hastaneye yatırılan Tomlinson'ın alkol komasına girerek fenalaştığı öğrenilmişti. Film dünyasından gelen haberlere göre; kontrolden çıkan ünlü oyuncu başrolünü oynayacağı filmi de kaybetti. Yapımcıların sürekli skandallarla gündeme gelen oyuncu yerine Taron Egerton, Tom Hardy ya da Theo James ile çalışacağı söyleniyor."

Harry televizyonu kapattı, perdeyi aralayıp karşıdaki eve baktı. Son birkaç gündür olduğu gibi yine tüm ışıklar kapalıydı. Louis'yi hastaneden beri hiç görmemişti ve durumunun iyi olmadığından emindi. Birkaç kez evine kadar gidip kapısını çalmıştı ama görünüşe bakılırsa eve de uğramıyordu, resmen kayıptı. Ondan hiç haber alamıyordu.

Yeniden alkol alıp bir yerlerde fenalaşmış olma ihtimalini düşünerek tedirgin oluyordu çünkü Louis'nin alkolik olduğu belliydi. Başına bir şey gelse haberlere çıkardı diyerek kendini avutmaktan başka şansı yoktu.

Tekrar perdeyi kapattı, koltuğa uzanıp telefonunu eline aldı ve uzun zamandır girmediği sosyal medya uygulamasına girdi. Tam da tahmin ettiği gibi, Louis dünya gündemindeydi. Her yerde film projesinin iptal olması konuşuluyordu, binlerce olumsuz yorum doluydu.

"İşe yaramaz adamın yaptığı tek şey olay çıkarmak. Kendini öldürse de kurtulsak."

"Zaten bu filmde oynayabilecek kapasitede biri değildi. Oyunculuğu berbat."

"Şu adamı savunan kanser hücreler vardı, ne oldu, gördünüz mü Louis'nin ne bok olduğunu?"

"Neyse ki böyle zehirli birinin hayranı olacak kadar ezik değilim."

Kötü mesajlar böyle sürüp gidiyordu. Louis bunları görmüşse berbat hissetmiş olmalıydı. İnsanların karşılarındaki kişiyi hiç düşünmeden, kendi egolarını tatmin edebilmek için nefret saçmalarını dehşetle izliyordu.

Yazılan şeylere bakarken, Marvin'in daha önce bahsettiği eski komşu kavgası olayını da gördü. Haber linkine tıklayıp detaylıca okudu.

Louis adamın evinin camını kırmış, sonra da adamı dövmüştü. Adam uzaklaştırma kararı çıkarttırıp dava açmıştı ve davanın görülmesine de birkaç gün kalmıştı. Louis'nin sinirlenme sebebinin ne olduğu bilinmiyordu ama Harry onun bunu durduk yere yapmadığını düşündü. Sinirlenmesine sebep olan bir şey vardı muhtemelen, tabi ne olursa olsun bu onun şiddet uygulamasını meşrulaştırmıyordu.

Tüm siteleri kapattı, internete girip Louis'nin adını ve soyadını yazdı. Hayatı hakkında genel bir bilgiye sahip olabileceği ilk siteye tıkladı.

Yirmi yedi yaşındaydı, Doncaster doğumluydu. Annesini ve bir kız kardeşini yeni kaybetmişti. Harry bunu görünce kendini çok kötü hissetti çünkü sevdiği birini kaybetmenin ağırlığını biliyordu.

Görünüşe göre Louis'nin birkaç kardeşi daha vardı ve babalarıyla yaşıyorlardı. Louis'nin durumundan onlar da mutlaka haberdar olmalıydı, neden onu yalnız bırakmamak için buraya gelmiyorlardı ki?

Onun hakkında çıkan kavga, sarhoşluk, küfürleşme haberlerine göz atarken Marvin'in merdivenlerden indiğini duyarak ekranını kapattı, yattığı yerde doğruldu. "Bir şey mi oldu?"

"Uyuyacağım." dedi Marvin yumruk yaptığı eliyle gözünü ovuştururken. Sarı renkli pijama takımını giymişti. "Bugün beraber uyuyalım mı, Hazzle Bizzle?"

"Uyuyalım bebeğim, gel önce süt ısıtalım." Harry koltuktan tamamen kalkıp elini Marvin'in omzuna koydu ve onunla birlikte mutfağa yürüdü. Hafif uykulu görünen Marvin'i kucağına alıp ada tezgaha oturttu. "Sen saatlerdir odanda ne yapıyorsun bakayım, neden yalnız bıraktın beni?"

THERE YOU AREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin