17: Shopping

3.2K 392 1.1K
                                    

Ünlü birini yakından tanımak; haberlerde, televizyonda bir tanıdığını görmek çok ilginçtir. Harry buna biraz da olsa alıştığını sanıyordu, eskiden Robert'ı haberlerde çok görürdü ve hatta çoğu zaman onun yanında kendisi de olurdu.

Aslında buna alışmadığını ise Louis sayesinde fark etti. Bahçede oturmuş hava alırken bir yandan telefonuna bakıyor, sosyal medyanın gündemine yetişmeye çalışıyordu. Louis yine gündemdeydi; bir markette gezerken ve elinde torbalarla dışarı çıkarken fotoğraflanmıştı.

Elbette hayranlarıyla fotoğraf çekinmeyi kabul etmediği için eleştiren birkaç kişi vardı ama yazılanlar büyük oranda olumluydu. Uzun zaman sonra mutlu göründüğünü, kendisine selam veren hayranlarını terslemek yerine onlarla selamlaştığını yazıyorlardı.

Harry bunları okurken gülümsedi. Louis'nin gerçekten neşeli göründüğü fotoğraflara baktı, paylaşılma vaktine bakılırsa sadece bir saat önce çekilmişlerdi. Onun da kendisi hakkında yazılan şeyleri görüp görmediğini merak ederek uygulamayı kapattı, rehbere girip Louis'yi aradı.

Louis çağrıyı "Merhaba," diyerek cevapladı. "Günaydın mı demeliyim, yeni mi uyandın?"

"Hayır. Bugün hafta içi ve okula giden çocuğum var. Yani benim için neredeyse akşam oldu. Nasılsın?"

"Sesini duyduğum saniyeden beri, harikayım."

Harry kısık sesle güldü. "İnternette hakkında yazılanları gördün mü bilmiyorum, fotoğraflarını çekmişler. Mutlu göründüğünü söylüyorlar."

"Eskisi gibi şeytani görünmüyor, yazan birisi binlerce beğeni almış." dedi ve güldü Louis. "Okudum hepsini. Uzun zaman sonra olumlu yorum almak iyi geldi."

"Sesin o kadar da keyifli gelmiyor."

"Menajerim aradı. Açıkçası, onun da haberleri görünce sevineceğini ve beni tebrik falan edeceğini düşünmüştüm ama o bana 'Hayranlarınla nasıl fotoğraf çekinmezsin!' diye bağırıp azarlamayı tercih etti."

Harry o adamdan cidden nefret ediyordu. Louis'ye en çok da onun zararı dokunuyordu. Louis'yi hırçınlaştıran, kötü hissettiren kişilerin başında o vardı. "İyi misin peki?"

"İyiyim, sinirlendim sadece. Ama bir süredir ilk defa bugün pozitif anlamda gündem oldum o yüzden keyfimi bozmasına izin vermeyeceğim."

"Bunu duyduğuma çok sevindim. Yanıma gelmek ister misin? Birlikte kahve içebiliriz. "

Louis "Evde değilim," dedi. "Alışverişteydim ama on veya on beş dakika içinde orada olurum. Benim evime geçsene, orada buluşalım. Sana aldığım şeyleri de gösteririm."

"Olur, eve dönünce beni arayıp haber verirsin ben de gelirim?"

"Girişteki saksının altına arka kapının yedek anahtarını koydum. Anahtarı al eve gir. Hatta yedek anahtar da sende kalsın."

"Tamam. Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz. Ve şey, seni özledim."

Harry farkında bile olmadan tebessüm ederek "Ben de," deyip telefonu kapattı. Telefonuyla birlikte neredeyse koşarak eve girdi, üst kattaki yatak odasına çıktı. Üstündeki lacivert eşofman takımını çıkarıp yatağa bıraktı, bunun yerine boru paça siyah bir kot pantolon ile düz beyaz bir gömlek giydi.

İşe gidiyor gibi göründüğünü fark edince kendi kendine güldü. Gömleğinin en üstteki iki düğmesi açtı, masasında durak kutunun içinden üçgen figürlü kolyesini alıp boynuna taktı. Saçları yeterince düzenliydi, sadece parfüm sıktı ve spor ayakkabılarının yerine siyah süet botlarını giyerek tekrar aşağı indi.

THERE YOU AREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin