Harry Louis'yi yerde baygın olarak görüdüğü andan beri titriyordu. Louis onlarca seslenmeye rağmen uyanmamıştı, ama en azından nefes alıp veriyordu. Harry sonunda aklını başına toplamayı başardı ve yardım çağırmayı akıl edebildi. Hemen cebinden telefonunu çıkardı, 911'i tuşladı.
Karşıdan bir kadın sesi "Dokuz yüz on bir, acil durumunuz nedir?" dediğinde de operatöre yarım yamalak cevap vermeye çalıştı. "Ben- komşumun evine girdim ve onu baygın halde buldum. Sanırım... Sanırım alkolden kaynaklı, belki de zehirlendi, bilmiyorum."
"Tamam, tamam, sakin olun ve adresinizi söyleyin. En yakın ambulans ekibini yönlendireceğim."
"Uh, Beverly Hills, Trousdale Estate, Drury yolu ve- sanırım 25B numaralı ev. "
"Hemen ambulans gönderiyorum, sakin kalmaya çalışın ve lütfen bana elinizden geldiğince çok bilgi verin, ben de ekipleri bilgilendireyim. Alkol zehirlenmesi olduğunu mu düşünüyordunuz?"
Harry tedirgince etrafı incelerken sanki kadın onu görebilecekmiş gibi başını salladı. Sonra hatasını fark ederek "Evet." dedi. "Burada boş şişeler var," bir tanesini eline alıp üzerindeki yazıya baktı. "Üç tane boş viski şişesi."
"Ne kadar süredir alkol aldığını tahmin edebilir misiniz?"
"Şey ben onu bir saat kadar önce evine girerken görmüştüm. Yani en fazla bir saattir..."
"Tam olarak durumu nedir, nefes alıyor mu?"
"Evet, gözleri yarım açık gibi ama ona söylediğim hiçbir şeye tepki vermedi."
Operatör bir şey söylemedi ama Harry klavye sesini duydu, muhtemelen not alıyordu. "Ambulans gelene kadar ben ne yapmalıyım?"
"Uyandırmaya çalışmayın, kahve içirmek gibi geleneksel yöntemler denemeyin. Eğer sırtüstü yatıyorsa kusma ihtimaline karşı onu yan yatırın, daha fazla hareket ettirmeyin. Ambulans yolda, birazdan size ulaşırlar. Yardıma ihtiyaç duyduğunuz başka bir konu var mı?"
"Hayır, teşekkürler." dedi Harry çağrıyı sonlandırmadan önce. Telefonunu tekrar cebine sıkıştırdı, sonra da Louis'yi kollarından tutarak yan çevirdi ve sırtını koltuğa dayayarak tekrar sırtüstü dönmesini engelledi. Ardından ayağa kalktı, ambulans geldiğinde ekipler evi kolay bulsun diye kapıya yürüdü. Bu sırada da kapının önündeki cam kırıklarını gördü.
Koşuşturarak evin içinde dolaştı, süpürgeye benzer bir şeyler aradı. Banyodaki temizlik dolabından çıkardığı yer fırçası ile faraşı alarak tekrar oraya döndü. Dizlerini yere dayayarak eğildi, fırça yardımıyla cam kırıklarını temizledi. Aksi takdirde çalışanların eve girişi daha zor ve tehlikeli olacaktı.
Topladığı cam kırıklarını çöpe dökmek için mutfağa götürdüğü sırada dışarıdan gelen siren seslerini duydu. Hemen cam parçalarını attı ve koşarak evin kapısını açtı. Ambulans köşeden dönüyordu, Harry de yola çıkıp elini kaldırarak onların doğru yeri hızlıca bulmasını sağlamıştı. Diğer evlerde oturanlardan birkaçı siren sesini duyarak pencereye çıkmış merakla ambulansa bakıyordu.
Ambulanstan inen sağlık ekiplerini evin içine yönlendirdi, Louis'nin yanına götürdü. Sordukları 'kustu mu, hiç konuştu mu' gibi ufak tefek soruları cevaplamaya çalıştı ve Louis'nin sedyeyle ambulansa kadar götürülmesini izledi. Girişte bir yerde asılı olan ev anahtarını aldı, kapıyı kapattı, çalışanlarla birlikte ambulansın arkasına bindi.
Robert'ın evden bu şekilde ambulansla çıkışını hatırlayınca dudaklarını kemirmeye başladı. Ambulans hastaneye ulaşana kadar tek kelime etmeden telaşla Louis'ye baktı. Gergince bacaklarını sallıyor, ona acil müdahale edilmesini izliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
THERE YOU ARE
FanficÖlen bir yakının yasını tutarak kendini her şeye kapatıp içten içe yaşlanmış bir insan ve genç yaşta ünlü olmanın verdiği ağırlıkla kendini alkole vermiş bir oyuncunun hayatları; tam kopma noktasında kesişti.