Bölüm 4|•

2.8K 263 135
                                    


6 ay sonra

~ Kasım, 1941| Brooklyn

Sonbaharın serin havası usul usul tenimi okşarken gecenin kendine has kokusunu bolca ciğerlerime çekip hırkama daha çok sarıldım. Başımı trabzanlara dayadım ve gökyüzünü incelemeye devam ettim.

İçimdeki heyecan beni uyutmamıştı bir türlü. Yarın özel ve büyük bir gündü benim için. Hayallerimi gerçekleştirmek adına attığım ilk büyük adım. SpaceB'nin açılışı.

Altı ay boyunca canımı dişime takıp çalışmıştım ve artık daha derin uzay araştırmaları yapabileceğim o merkezi sonunda kurmuştum. Yarın ise açılışım vardı ve ben uyuyamayacak kadar heyecanlıydım.

Etrafımda benim kadar olmasa da uzaya tutkun on beş tane meslektaşımı toplamıştım. Birbirinden yetenekli ve zeki kimselerdi bunlar. Araştırmalarımda bana destek olacak ve işlerimi daha da hızlandıracaklardı.

Howard'ın kurduğu bir mühendis kadrosu da artık SpaceB'nin bünyesinde yerini almıştı. Uzaya fırlatacağım ilk uyduyu yapmışlardı bile. Yarın açılışta verdiğim komutla atmosfere ilk uydumu gönderecek ve dünyanın uzaydan çekilen ilk fotoğrafını alacaktım.

Yarın tarihi bir gün olacaktı. Yarın bir devrin başlangıcı olacaktı. Yarın benim hayallerimi gerçekleştirdiğim ve dünyanın da yeni bir çağa dediği merhaba olacaktı.

Derin bir nefes aldım ve elimi gökyüzüne kaldırdım. Astronomi, ruhu yukarı bakmaya zorlar ve bizi bu dünyadan diğerine götürürdü. "Geleceğim." Diye fısıldadım. "Az kaldı."

Gökyüzüne bakıyorum ve biliyorum ki evet, biz bu evrenin bir parçasıyız. Biz bu evrenin içindeyiz. Ama belki de bu gerçeklerin her ikisinden de daha önemlisi evrenin içimizde olması. Bakıyorum ki birçok insan kendini küçük hissediyor. Çünkü gerçekten küçüğüz ve evren büyük. Ama ben büyük hissediyorum. Çünkü atomlarım o yıldızlardan geldi.

Ve ben tekrar o yıldızların arasına gideceğim. Oradaki yerimi alacağım. Keşifler yapacağım. Bilinmeyeni bulacağım ve belki de insan ırkını başka gezegenlere, galaksilere götüreceğim. Ben insanlığı ileriye taşıyacağım.

Ve bunu yarın yapmaya başlayacağım. Fikirlerim, düşüncelerim, hayallerim ve heveslerim. Hayatımı, amacımı oluşturan dört temel unsur. Belki de beni ben yapan dört temel yapı. Çünkü ben hayallerimin yanında insan ırkının geleceğini de garantiye almak istiyordum.

Başlattığımız savaşlar, yok ettiğimiz topraklar, zarar verdiğimiz doğa, kıydığımız masum canlar, savaşlarda yitip giden çocuklar ve daha niceleri. Bitip tükenmek bilmeyen, bir açlığa sahibiz insanoğlu olarak. Ve hiçbir para, hiçbir mal, hiçbir miras bizim bu aç gözlülüğümüzü doyuramadı ve doyuramayacak da. Buna son vermek istiyordum ve bunun da bilimle mümkün olduğunu düşünüyordum.

İnsanlara savaştan başka şeyler de olduğunu, küçücük bir evrende minik ve hiç bir önemi olmayan bir kum tanesi kadar olduklarını göstermek istiyordum. Bu savaşın, bu yarışın gereksiz olduğunu onlara anlatmak istiyordum.

Koca bir evrende, koca bir galakside yaşıyoruz. Hepi topu birkaç milyar insanız ve biz birbirimizi katletmekle meşgulüz. Oysa başımızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda orada başka bir boyut vardı. Orada insanlığın umudu vardı ve bunu gören tek kişi olmak beni bazen yalnız hissettiriyordu.

𝐃𝐄𝐒𝐓𝐈𝐍𝐘 • 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin