Bölüm 39|•

1K 123 178
                                    


"Bunlar nasıl oldu?"

Birlikte kahvaltı hazırlarken geceden beri merak ettiğim o soruyu sonunda sormaya cesaret edebilmiştim. Sanırım sorumun cevabını biliyordum ama yine de sormadan edemiyordum. Tabi teorimin doğruluğunu da merak ediyordum. James tabakları masaya yerleştirdikten sonra arkasını dönüp bana baktı. "Neden söz ediyorsun?"

Ona doğru yaklaştım, tam önünde durdum ve gözlerimi gözlerinden çekip metal kolu ile teninin birleştiği kısımdaki yaralara sabitledim. Sağ elimi kaldırdım ve nazikçe o yaralara dokundum. Pürüzlü teni canımı sıkmıştı, bu yaralar metal kolu monte edilirken olmuş olmalıydı.

Siyah gözlerimi onun mavilerine çevirdim, yüz hatlarından bu izlerin güzel anılarını çağrıştırmadığı belliydi ama öğrenmek istiyordum. Onunla ilgili her konuya hakim olup onunla ilgili her şeyi bilmek istiyordum. Ve bu isteğime hakim olamıyordum.

Bir süre gözlerimin içine bakıp daha sonra dudaklarını araladı. "Parlak zamanlar değildi."

"Bilmek istiyorum."

Sağ elini uzatıp topuzumdan önüme düşen bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Elini yanağıma koyup okşadı. "Benimle ilgili bazı şeyleri bilmesen daha iyi."

"Ama yine de bilmek istiyorum." Sağ elini yanağımdan indirip sol elini yanağıma yerleştirdim. Gözlerinin içine bakmaya devam ettiğim sırada hafifçe gülümsedi.

"Böyle bir şeyi kabul etmek pek kolay olmadı."

Kolundan söz ediyordu, ürperdiğimi hissettim. Bunu tahmin edebiliyordum ama tahmin ettiğim şeyleri yaşamış olmasını hala kabullenemiyordum. Metal eliyle usulca yanağımı okşadı. "Bilmesen daha iyi olacağını söylemiştim."

"Bunları kendine sen mi yaptın?"

"Bu kolu hiçbir zaman istemedim. Bu gücü de hiçbir zaman istemedim. Sadece seninle birlikte yaşlanmak istedim ama buna izin vermediler, asla da vermeyecekler."

"Her şey geride kaldı James, kimsenin bunu mahvetmesine izin vermeyeceğiz."

"Olduğun kişi olmanın ağır sorumlulukları var, benimkinin de ağır cezaları. Biz tekrar asla gerçek anlamda birlikte olamayacağız."

Yeniden yaralarına baktım. Söylediği sözlere kulak vermek bile istemiyordum artık. Bu tür acıklı sözler duymak istemiyordum ağzından. Biz tekrar gerçek anlamda birlikteydik ve bunun bozulmaması için her şeyi yapacaktım. "Bunlar da bu düşüncenin sonuçları mı?"

"Bir katil olmak benim tercihim değildi, bunu isteyerek yapmadım."

Bakışlarımı yüzüne çevirdim, bakışları karşısında konuşmadan edemedim. "Biliyorum James, bana kendini açıklamana gerek yok."

"Trenden düşüp Hydra'da uyandığımda ve bana ne yaptıklarını fark ettiğimde, bunu istemedim. Bu olmazsa beni bırakırlar, sana geri dönebilirim diye düşündüm ama olmadı. Beni tutmanın başka yollarını da buldular."

Gözlerim dolduğunda eğilip şakağıma bir öpücük kondurdu, daha sonra bana sıkıca sarıldı. Gözlerimi kapatıp başımı omzuna yasladım. Metal koluyla teninin birleştiği kısımdaki yaralarına küçük bir öpücük kondurdum. "Ama yine de mutlu sonlara inanıyoruz değil mi? Onlar gerçekler."

Saçlarımın arasında sıcak nefesini hissettim. Sonra da karşı koyamadığım ses tonunu duydum. "Benim küçük sevgilim, mutlu sonlar ümit etmek için çok acımasız bir dünyanın karanlık yüzleriyiz."

𝐃𝐄𝐒𝐓𝐈𝐍𝐘 • 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin