Bölüm 5|•

2.5K 243 126
                                    


"Çekime son beş dakika, Bayan Stewart'ın hazırlıklarını tamamlayın." Dediğinde asistanlardan biri, yüzümü pudralayan benim yaşlarımdaki  kız işini bitirip geri çekildi. Ona tebessüm edip teşekkür ettim.

Sonra da oturduğum koltuktan kalktım ve kendime baktım. İyi göründüğümü tekrar gördüğümde bana gösterdikleri yere gittim. Deri koltuğa oturdum ve bacak bacak üstüne attım. Karşımda kameralar kurulmuştu ve yüzüme gelen ışıklar gözlerimi kamaştırmıştı. Bunu onlara bildirdiğimde beni rahatsız etmeyecek şekilde ışığın yönünü ayarlamışlardı.

Sakin bir bekleyişe girdim. Oturuşumu düzelttim. Bir an önce şu çekimi tamamlayıp sonra da evime gidip güzel bir uyku çekmek istiyordum. Açılışımı yaptığım günden beri uyku uyumamıştım doğru düzgün. Sürekli ya röportaj veriyordum ya da haberlere veya televizyon şovlarına konuk oluyordum.

Bunları her ne kadar istemesem de Howard yaptığım işin ciddiyetini tüm dünyaya anlatabilmem için gerekli olduğunu söylüyordu. Ona hak verdiğim için buna göz yumuyordum.

Elimdeki yüzükle oynamaya başladım. Her yerde ben vardım. Televizyonlarda, gazete manşetlerinde, televizyon programlarında, konserlerde açılan pankartlarda, sokaklarda yürürken gördüğüm afişlerde, ülke ve hatta dünya gündeminde.

Herkes benden son yüz yılın en büyük kadını olarak bahsediyordu.

Ve bu omuzlarımdaki sorumluluğu daha da arttırıyordu. Artık daha çok çalışıyordum. Eski alışkanlıklarıma geri dönmüştüm ve tatili bırakmıştım. Açık konuşmak gerekirse bu tempoyu özlemiştim. Bünyem tatil yapmaya alıştığı için yoruluyordum ama bu da geçip gidecekti.

Günlerim yoğun geçse de her anından keyif alıyordum. Sevdiğim işi yapınca o yorgunluk bile tatlı bir mutluluk veriyordu bana.

Karşıma kırklı yaşlarında sarı saçlarına hafif hafif ak düşmüş, lacivert takım elbiseli bir adam oturdu. Bana gülümsedi. "Bayan Stewart, sizinle tanıştığıma memnun oldum. Ben Michael." Dedi. "Açılışa gelip o tarihi ana tanıklık etmek isterdim ama çok geç haberim oldu."

Ona aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim. "Basını çağırmayı başta düşünmüyordum, ani alınmış bir karardı. Haberiniz olmaması normal." Dedim. "Ama haftaya bir uydu daha göndereceğim, isterseniz ziyaretçi olarak katılabilirsiniz."

"Onur duyarım." Demişti. "Yaptığınız iş gerçekten hayranlık verici. Siz dünyanın sahip olabileceği en büyük şanssınız."

"Abartmayın lütfen." Dedim.

"Mütevazı olmayın." Dedi. "Tüm övgüleri sonuna kadar hak ediyorsunuz."

"Teşekkür ederim." Diye yanıtladım onu ama hala gereksiz olduğunu düşünüyordum.

Adamın yanına biri gelmişti ve kulağına bir şeyler fısıldamıştı. Başıyla onayladı ve bana döndü. "Çekime başlayacağız."

Başımı salladım. Sonra da herkes yerini almıştı. "3, 2, 1. Canlı yayındayız."

Muhabir açılış konuşmasını yaptı ve bana döndü. "Bugün dünyanın çok yakından tanıdığı, fikirleri ve hayalleriyle herkesi kendine hayran bırakan bir kadınla birlikteyiz. Becca Stewart." Kamera bana döndüğünde gülümsedim. "Bayan Stewart, söylemeden geçemeyeceğim. İsminizin hakkını verecek kadar büyüleyici bir güzelliğe sahipsiniz." Hafifçe gülümsedim ve kibar bir şekilde teşekkür ettim.

𝐃𝐄𝐒𝐓𝐈𝐍𝐘 • 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin