Bölüm 16|•

1.7K 144 204
                                    



3 ay sonra | Nisan, 1942

Hafif tempoda koşmaya devam ettim, üç aydır benim için bir rutin haline gelmişti bu. Düşüncelerimi tazeleyip doğru düşünmeme yardımcı oluyordu Forest Park'da yaptığım koşular, yani en azından ben öyle hissediyordum. Yaklaşık bir saat süren koşumu hafif tempoda sonlandırdım ve Forest Hills'deki evime doğru yürümeye devam ettim. Hava kararmıştı, James'in gelmesine ve Howard'ın Brooklyn'e dönmesine çok yoktu.

Şapkamı indirdim ve yüzümü sakladım, üç aydır burada beni tanıyan kimse olmamıştı. Şans mıydı yoksa gerçekten iyi mi gizleniyordum emin değildim. Karanlık sokakta büyük adımlarla yürümeye devam ettim. Yaşadığım yer sessiz sakin bir yerdi, komşularım da yaşlı insanlardı ve bizim kim olduğumuz umurlarında değildi. O yüzden bizi tanıyan olmamıştı.

Burada geçirdiğim üç ay çok garip bir üç aydı. Yapayalnızdım, kendimi dış dünyadan izole etmiştim ve bunu hiç garipsememiştim. Hatta umrumda bile olmamıştı. Burada oluşturduğum küçük dünyada gayet mutluydum. Howard gündüzleri buradaydı, akşamları James geliyordu, hafta sonları Peggy ve Steve de bize katılıyordu, arada Howard şirketimden imzalamam gereken dosyalar getiriyordu. Bunlar bana yetiyordu, her şey güzeldi.

Ama James bu durumdan hiç memnun değildi, değiştiğimi söylüyordu. Kendimi burayı sevdiğime inandırıp saklanıyormuşum dediğine göre. Haklı olduğuna ihtimal vermiyordum. Burayı gerçekten seviyordum. Başından beri istediğim şey buydu benim. Sevdiğim inanlar, sakin huzurlu bir hayat... Burayı sevmemden daha doğal ne olabilirdi ki?

Daha fazla düşünmeden hızlandım ve eve döndüm. Ceketimin cebinden anahtarımı aldım ve kapıyı açıp eve girdim. Direkt üst kata yönelmiştim ki Howard'ın sesi duyuldu. "Becky, döndün mü?"

"Evet, duş alacağım."

"Tamam." Sesi salondan geliyordu büyük ihtimalle, doğruca odama döndüm ve kendi banyoma girdim. Çok terlemiştim, ılık bir duş alıp sonra da yemek hazırlayacaktım. Mutfakla alakam yoktu ama üç aydır televizyon programlarından hayatta kalacak kadar bir şeyler öğrenmiştim.

Küvete ilerledim ve suyun sıcaklığını ayarlamaya başladım. İstediğim ısıya geldiğinde dolması için bıraktım. Üstümdeki terli kıyafetleri çıkarıp kirli sepetine attım, saçımı çözdüm ve dolaptaki esansları karıştırmaya başladım. Vanilya esansını aldım elime, son zamanlarda en sevdiğim buydu. James de en çok bunu seviyordu. Suyu kapatıp küvete biraz köpük, birkaç damla da vanilya esansı damlattım.

Ardından önce ayaklarımı, sonra da tüm vücudumu soktum suyun içine. Ilık su vücudumla temas ettiğinde gergin kaslarımın gevşediğini hissettim. Gözlerimi kapattım ve bir süre öylece durdum. Buraya ilk geldiğimiz günden bir gün sonra Peggy geri dönmüştü, askeriyede işi vardı. Steve ve James bir hafta kalmışlardı ama bu da hemen geçip gitmişti. Bir hafta sonra Howard ile yalnız kalmıştık.

Sonra James her gece gelmeye başlamıştı, Howard da geceleri Brooklyn'e dönüp ortalarda sanki her şey normalmiş gibi boy gösterip geri dönüyordu. Sabah Howard geldiğinde de James gidiyor ve hayatı normalmiş gibi davranıp akşam bana geliyordu. Sanki ben evime kapanmışım da onlar kendi hayatlarına devam ediyor numarası yapıyorduk.

Bu durumdan bir şikayetim yoktu. Aksine memnundum. Kimse nerede olduğumu ve ne yaptığımı bilmiyordu. Astrologlarım ajansımı başarılı bir şekilde idare ediyorlardı, eğer bir sorun olursa Howard'a danışıyorlardı. Hayatım boyunca hep çalışmıştım, çalışmayı da çok severdim ama bu tatili sonlandırasım gelmiyordu bir türlü.

𝐃𝐄𝐒𝐓𝐈𝐍𝐘 • 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin