Bölüm 10|•

2.2K 203 177
                                    



Howard ve ben araba yolculuğu boyunca sessiz kalmıştık. Ben James'i, o da babamdan yiyeceği azarı düşünüyordu. Sırıttığım içinse bana kızıyordu ama içimden sürekli gülmek geliyordu, engel olamıyordum. Yüz ifademi düzeltsem bile kendimi birkaç saniye içinde yine gülümserken ve James'i düşünürken buluyordum.

"Gül gül, nasıl olsa bu son gülüşümüz olacak." Diye söylendi.

"Abartma Howard."

"Seni annen ve baban uyanmadan geri götürmeyi planlıyordum ama akşam ettin Becky, nasıl abartmayayım. Deliye dönmüşlerdir. Seni seneye kadar göremem artık."

Tek derdi beni görememek olan arkadaşımın omzuna yatırdım başımı. "Güven bana, halledeceğim."

"Umarım." Diye konuştu o da başını benimkinin üstüne yatırarak.

On dakika kadar sonra evimin önünde durmuştuk. Babam bahçe kapısına bakan camın hemen önünde dikiliyordu. Howard'ın arabasından inmiştim ki babam eliyle camı tıklattı ve iki parmağını gösterdi. Ardından da gelmemizi işaret etti. Kapattığım kapıyı açtım ve Howard'a baktım. "Benimle geliyorsun."

"Çağırdı mı?" Diye sordu yüzünü buruşturarak. Başımı salladım. "Çağırdı."

"Hemşirelerden biriyle randevu ayarlamıştım, yazık oldu."

Güldüm. "Çok yazık, yiyeceğimiz azar bitince birlikte sen yeni bir randevu ayarlayana kadar üzülürüz tamam mı? Birkaç saat kadar."

"Şu surat ifadenle üzüleceğini söyleme bana, hiç inandırıcı değilsin."

Sanırım biliyordum. İçimden gördüğüm her şeye, herkese gülümsemek geliyordu. Çatık kaşlarıyla beni izleyen babama bile. Omuzlarımı silktim ve eve doğru yürümeye başladım. Babam da bize ters bir bakış atıp camdan çekildi.

"Becca, yeter artık. Ben seni düşündükçe sen tam tersini yapıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen ajansını satarım. Bunun için sırada kaç kişinin beklediğini bilemezsin." Diye sesini kalınlaştırdı Howard, babamı taklit ediyordu.

Güldüm bu söylediğine. "Hazır ol, bunun bir üst versiyonu yükleniyor."

"Böyle devam ederse bizi zorla evlendirecekler, farkındasın değil mi?"

"Kötü de olmaz." Diye konuştum, onu kızdırmaya bayılıyordum. "En yakın arkadaşımla evlenmekten daha güzel ne olabilir ki?"

"Evlenmemek." Dedi sanki sorunun doğru cevabı buymuş gibi.

Güldüm. "Ama kalbimi kırıyorsun."

"Becca aşıkken nasıl olur da seninle evlenirim?"

"Kime aşıksın?" Diye heyecanla sorduğumda sırıttı. "Tüm kadınlara."

Yüzümdeki heyecanlı tebessüm soldu, başka bir cevap beklemem hataydı zaten. "Aptal."

Gülümsedi ve yanağımdan öptü. "Kızma kızma, en çok seni seviyorum."

"Acaba sen de bir gün normale dönecek misin? Aşık olacak mısın?" Yüz ifadesindeki dehşet görülmeye değerdi. "Baba olacak mısın?"

"Becca lafını hemen geri al. Eğer bir gün evlenirsem, ölmüşüm demektir."

"Güzel olurdu, küçük Stark'lar. Senin beni deli ettiğin gibi onlar da seni deli ederdi. Eğlenirdik."

𝐃𝐄𝐒𝐓𝐈𝐍𝐘 • 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin