3. Bölüm "Destina"

2.4K 200 127
                                    

Lütfen oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayınız.

...


Ziynet Sali / Ağlar mıyım? Ağlamam...


◼🗝


Kader.

Kaderden daha çok kader adı altında çizilen yola inancım tamdı.

Kader çizgisine inanan bir insanım, benden aldıkları ve verdikleriyle buna inanmıştım. Başıma ne gelirse gelsin, yaşadığım olayın daha kötüsünü düşünüp, olmadığını aklıma getirip kendimi iyi hissettirirdim.

Ama

Bazen en kötüsünü yaşardık, bundan daha kötüsü olmaz dediğimiz an yaşardık. İşte o an verebileceğimiz en doğru kararı verebilmeliyiz, benim şuan olduğum durum gibi, bu benim için en zoruydu.

Ne hissetmeliydim, 'sevgili' kavramı bana çok yabancı ve ürkütücü geliyordu.
Ben kaybolmuş prensini bekleyen prenses masallarıyla büyümedim,
ben yolunu kaybetmiş köle, onun yolunu bulmasını engelleyen sahip hikâyeleri ile büyüdüm, büyümek zorunda kaldım.

Kader, kaderim değiştirebileceğim ve değiştiremeyeceğim kaderim.
Yağız Han Saraçoğlu sen hangisisin?
Değiştirebileceğimi ya da değiştiremeyeceğim kader misin?

Sanırım bunu zaman gösterecekti.

Zaman zaman...

Zaman ve kader çizgim benim yolumu çizerken, nasıl gideceğimi bana bırakmıştı.

Masada kısa bir sessizlik oluşmuştu ama o sessizlik buz etkisi yaratmıştı. Bu süreçte, masadaki diğer kişilerin ne durumda olduğunu bilmiyordum. Çünkü ben ve Yağız Han, birbirimizin gözlerinde kaybolmuş gibiydik.

O simsiyah içine çeken gözleri, sonu görünmeyen bir kuyuyu andırıyordu. Gözlerimi zar zor gözlerinden aldığımda, derin bir nefes bıraktım. Şoktan ilk çıkan Tuna'nın sesi ile önümdeki dosyaya döndüm.

"Ne diyorsun sen, seninle yaşayacak, birde sevgili sıfatıyla, ne sanıyorsun sen kendini, Lavin senin oyuncağın değil!" dedi, öfkeli sesiyle.

Bir kere daha derin bir nefes alıp verdim.

Yağız Han oldukça rahat bir şekilde. "Buna Lavin Hanım karar verecek Tuna Bey, size bir şey söylediğimi hatırlamıyorum." dediğinde, Tuna'nın aksine daha sakin bir sesle konuşmuştu.

Beni korumasını istesem de, daha fazla benim hakkımda konuşmalarını istemediğim için Tuna'ya dönüp. "Ben halledeceğim Tuna." dedim. Gözlerimdeki ifadeyi görmüştü, biz böyleydik konuşmasak ta gözlerimizle anlaşabiliyorduk.

Ayağa kalkıp, bana doğru eğildiğimde, net sesiyle. "Canını yakarlarsa, canlarını yakarım Lavin," dese de bunu bana değil, masadaki diğer kişilere söylüyordu. "Yapmadığım şey değil." dedi Tuna ve kimsenin bir şey söylemesine müsaade etmeden, toplantı odasını hızlı bir şekilde terk etti.

Her şey bir kenara Tuna'nın sözleri, bir nevi yaptım bir daha yaparım mesajıydı bana, ama Yağız Han'a açıkça bir tehditti.

Kara KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin