17. Bölüm "Destina"

1.5K 110 156
                                    

Oy ve yorumlarınız beni çok motive ediyor, eksik etmeyin lütfen.

Çok keyifli okumalar olsun...💙

...

Sıla / Yara Bende

◼🗝


GÜNLÜK...

9. Yaşım / 2007

Ah hayat daha çok küçüğüm, zaman bu kadar hızlı ilerlerken, acılar neden azalmıyor neden gün geçtikçe çoğalıyor?

Gece oluyor.

Gündüz oluyor.

Neden geçmiyor?

Defalarca acı çektiğim halde, neden alışamıyordum yaralarıma.
Neden yaralarım gün geçtikçe çoğalıyordu?

Sanırım,

Yara bendeydi...



◼🗝



Kim bilir kim olduk?

Bile bile, göre göre.

Sustuklarımız, kaçtıklarımız ne?

Düşündürmeden durmayan.

Uyku zaten uyutmayan.

Dilde kelamsız, tende selamsız.

Bu halimiz ne?

Defalarca neşter vurulan.

Sonra geçti deyip sarılan.

Ama hala kanayan yara bende.



◼🗝




Sevgiyle doğan çocuklar, bir de sevgisiz doğan ve olmaması gereken çocuklar doğuyordu.

Ben şanslıydım, çünkü sevgiyle doğan çocuklardandım.

Ben şansızdım, çünkü sevgiyle doğduğum anne ve babamı çok erken yaşta kaybetmiştim.

Benim kaderim, ailemi kaybettiğimde çizmişti yolunu, o çizilen yola da benim üstüme düşün ise sadece ilerlemek kalmıştı.

Ama bazı noktaları değiştirmem mümkün olmazken, bazı noktaları kendi ellerimle değiştirmiştim.

Acının ne olduğunu bilmeyen küçük bedenim, acıya öyle alışmıştı ki. Mutlu olmayı, mutlu olmak ne demek olduğunu unutmuştu...

Doğuyorduk, yaşıyorduk ve ölüyorduk...İyisiyle, kötüsüyle.

Yaşamın, bize biçilen ömrün sonuna geliyorduk.

Ölüm...

Akif Çelik, Akif Bey, Müdür yardımcısı, bana O'nun resmini yollayan kişi, ölmüştü.

Bir daha gelmemek üzere gitti, sorularıma cevap bulamayacağım bir yere gitti.

Nasıl olmuştu? Tamam uzun zamandır görmüyordum ama birden, tam bu zamanda. Hayır, hayır bu eceli gelmiş bir ölüm değildi. Bu ölüm Akif Bey'in ayağına getirilmiş bir ölümdü.

Cinayet.

Bir elimi destek almak için kapının yanındaki duvara koyduğum için tamda Yağız Han'nın elinin altına denek gelmişti. Çok yakındık ama bir o kadar da uzak...

Kara KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin