Merhabalar! Size yeni bir bölümle geldim. Bu bölümle beraber ardımızda dolu dolu yirmi bölüm bırakmış olacağız. Umuyorum ki hepiniz iyisinizdir. ❤
Dilerseniz bölüme başlamadan oy bırakabilirsiniz. Satır aralarında buluşalım. Keyifli okumalar! 🙃💙
~~~
Günümüz
Şu an ortamda sinir bozucu bir sessizlik vardı. Fırtına öncesindeki sessizlikti bu. Karşımda duran annemlerin gözlerinde her zamanki gibi hırs vardı. Paraya sahip olma arzusu her daim vardı onlarda. Çocukken bile bu hırsı onların gözlerinde görebiliyordum. Onlar seneler boyunca asla değişmemişlerdi. Ben ise artık çok farklıydım. Karşılarında o, her şeye evet diyen ve onların gözüne girmek için çabalayan kız yoktu. Karşılarında güçlü bir kadın vardı. Ailesini kurmuş bir kadın. Şimdi ise o kadın ailesini, peşlerinden bir gölge misali ilerleyen gizemlerden korumak için savaşacaktı. O kadın bendim. Ben Ayla DEMİRKAN'dım! Yanımda yer alan eşime döndüm. Sevdiğim adama... Söz verdiği gibi her an adaletin peşindeydi. Artık ben de o olmuştum. Adalete kavuşma arzusu ikimizi de sarıp sarmalamıştı. Biz adalet için çırpınan yüreklerdik. Ve biliyorduk ki adaletin olduğu yerde huzur kaçınılmazdı.
Babamın şiddetli çıkan sesi kaybetme korkusu yaşadığını açıkça gösteriyordu.
"Böyle bir saçmalık kabul edilemez! Ne demek mirası ona veriyorsun? Buna hakkın yok!"
Dedem soğuk bakışlarını babama dikti arkasına rahatça yaslandı.
"Hakkı olana hak ettiği verilir. Önce miras verilir, sonra da gizler ortaya çıkarılır. Artık o halı altına süpürdüğümüz mevzuların ortaya çıkma vakti geldi."
Dediklerinin bir kısmını anlamlandıramazken babam hızla ayağa kalktı. Ellerini sertçe masaya vururken bağırdı.
"Bunu yapamazsın!"
"O zaman izle ve gör. Ne de olsa yapabileceğin hiçbir şey olmayacak ve sadece izlemekle yetineceksin."
Dedemin dediğiyle babam sinirle odayı terk etti. Cüneyt'in rahatsız edici bakışı bir benim bir de Tarık'ın üzerinde gezindi. Yüzündeki sinir bozucu gülümsemeyle konuştu.
"Oo Tarık Bey! Nerelerdeydiniz senelerdir? Ayla saftır şimdi. Sormamıştır sana. Gözü kapalı inanıyor neticede. Ama sen bana anlatabilirsin. Hangi kadınların kollarındaydın da beş sene yoktun?"
Tarık sinirle gülerken dalgalanmaya başlayan mavileri üstünlük kurarak Cüneyt'in üzerinde durdu.
"Yıllardır yoktum. Ama anladım ki yokluğum sana yaramamış. Sen anlat istersen. Beş sene boyunca hangi şerefsizliklerin peşinde koştun? Her lağım çukuruna 'gözün kapalı' atlıyorsun neticede."
Tarık bir şeyler bildiğini belli ederken Cüneyt gözlerini ondan çekti. Tarık hakimiyeti kurmasıyla daha da üzerine gitti.
"Merak etme. O lağım çukurunu adaletle aydınlatacağım. Ve sen layık olduğun o parmaklıklara kavuşacaksın."
Ortamdaki sessizlik büyürken şirketin avukatı olan adam içeriye girdi. Bizim yüzlerimizi görmesiyle şaşkınlıkla duraksadı. Özgür denen o adam dedemin yüzünü görmesiyle dona kalırken kendini toparladı ve yerine oturdu. Başını utançla eğdiğinde dedemin sesi odada duyuldu.
"Özgür Bey, miras devrini kabul ettiğime dair dosyam önünüzde. En kısa sürede işlemleri başlatın."
"Anlaşıldı efendim." diyen avukatla hepimiz ayaklandık. Tarık gülümseyerek masaya yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs'ün Afrazesi (Tamamlandı)
General FictionAklını fütursuzca istila eden düşünceler onu çıldırmanın eşiğine getirmişti. Kalbi, her geçen gün bastırmaya çalıştığı özlemin daha da artarak karşısına çıkması sonucu acıyla kasılıyordu. Dile kolay beş yıldır sevdiği adam yoktu. Yurt dışına bir iş...