Yine, yeni, yeniden hepinize kocaman bir merhaba! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Eğer hayatınızda sorunlar varsa da unutmayın ki hepsi bir gün elbet çözülecek. Konuşacak birine ihtiyaç duyduğunuzda satır arası yorumlar olsun, mesaj kutusu olsun yanınızda olduğumu bilin.
Bugünkü bölümde farkındalık yaratmasını umduğum şeyler yazdım. Elbette bu şekilde büyük hareketler yaratamayız ama en azından bir konu hakkındaki düşüncelerimizi belli edebiliriz.
Keyifli okumalar diliyorum! Oy ve yorumlarda desteğinizi lütfen esirgemeyin ❤ Seviliyorsunuz...
~~~
29 Temmuz 2011
Okulda dersten derse koşuyordum ve çok yorulmuştum. Üstelik bu akşam Tarık’ın mezuniyeti vardı. Bundan sonra bir senelik stajı olacaktı. Ay, bir de Tarık’ın annesi gelecekti! Zeynep teyzeyle zaten tanışmıştık ama kendimi arkadaşı olarak tanıtmıştım. Kadın “Yavaş hızınız 200!” dese yeriydi.
Dersten çıkmıştım ama şimdi bir dersim daha vardı. Ders saati gelene kadar kantinde takılmayı düşündüm. Kantine geçtiğimde her zamanki gibi tektim. Boş vaktim varken ders notlarımı kontrol etmeye başladım. Bir süre sonra telefonum çaldı. Tarık arıyordu. Ellerim heyecandan terlemeye başladı. Açsa mıydım? En iyisi çalar çalar kapanırdı. Yine saçmalamaya başlamıştım. Açmasam bile akşam buluşacaktık. Yeni tanıştığımızda bile böyle olmamıştım. Ellerimi üzerime silip kurulamaya çalıştım. Yoksa çıkan su tüm İzmir halkına yetecekti. Derin bir nefes alıp verdim. Elime telefonu aldım. Tam açacakken bir anda ses kesildi. E tabii, salak gibi bir saat beklersem olacağı buydu. Ne yapacaktım şimdi? Geri mi arasaydım? Başka bir döngüye de böyle başlarken telefonum çalmaya başladı. Bu sefer ilk çalışta açtım.
“Kızım niye açmıyorsun telefonu? Ders programınızı mı yanlış aldım?”
“Hayır doğruydu da şey...”
“Ne?”
“Biraz heyecanlandım da açmam uzun sürdü.”
Tarık hunharca gülmeye başladı.
“Tarık dalga geçme.”
“Aa! Ben ve dalga geçmek... Olur mu hiç öyle şey?”
“Tarık kapatıyorum bak!”
“Tamam, dur hemen huysuzlanma. Bir şey diyeceğim.”
“Söyle.”
“Liseli bir ergenle falan mı sevgili oldum?”
Bu adam beni deli mi etmeye çalışıyordu?
“Tarık!”
“Tamam şimdi tüm ciddiyetimle bir şey soracağım.”
“Hele şükür! Dinliyorum.”
“Çen çok mu heyecanlandın?”
“Kabahat senin ciddiyetine inananda zaten!”
Tarık beni umursamadan gülmeye, pardon anırmaya, devam etti. Hala dalga geçiyordu benimle. Sinirlenerek telefonu kapattım. Ders saati geldiğinden ayağa kalktım ve derse geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs'ün Afrazesi (Tamamlandı)
Ficção GeralAklını fütursuzca istila eden düşünceler onu çıldırmanın eşiğine getirmişti. Kalbi, her geçen gün bastırmaya çalıştığı özlemin daha da artarak karşısına çıkması sonucu acıyla kasılıyordu. Dile kolay beş yıldır sevdiği adam yoktu. Yurt dışına bir iş...