Dağ Evi

345 277 10
                                        

Zengin bir ailenin tek çocuğuydum.Adım Elisa Hudson.Annem (Mell) başarılı bir mimar,babam (George) ise işinde gayet iyi bir cerrahtı.Oturduğumuz yer adeta bir tür cennet gibiydi.Kocaman ormanın arkasında önünde nehir geçen adeta camdan kale gibi bir his veren dağ eviydi.Sabah kahvaltısında annemin lezzetli pancakelerinin kokusu yatağıma kadar geliyordu.Kokunun verdiği açlık ve mutluluk hissiyle yataktan kalktım.Balkonuma doğru esneyerek ilerledim.Manzaramın tadını çıkarıp elimi yüzümü yıkayıp alt kata mutfağa indim.Annem adeta pazar günlerinin bir ritüeli gibi sabah haberlerini açmış bir yandan da masayı hazırlıyordu.

Elisa :Günaydın Anne.
Mell :Günaydın bal kabağım.
Elisa:Yine sabah sabah döktürmüşsün.
Mell:Babanı uyandır bal kabağı kahvaltı 5 dakikaya hazır.
George:Seni duyabiliyorum tatlım 5 dakikaya geliyorum.

Kahvaltımızı yaparken gözüm birden bire televizyonda ki habere takıldı.
Annemden televizyonun sesini açmasını istedim.

Evet ben muhabiriniz Stella.
Az önce gelen bir son gelişmeye göre Wisconsin de eyalet hapishanesinden başka bir yere nakil olucak mahkumlardan 3 tanesinin kaçtığı ve bölge halkının dikkatli olması gerektiğini dile getirdikten sonra hafif bir endişe ile kahvaltımı bitirip dışarı çıktım.

En yakın arkadaşım Lisa ile bir cafe de buluşup birşeyler içtik.Daha sonra Lisa bir telefon aldı.Masadan uzaklaşarak konuşmaya devam etti.Konuşmaları duyabiliyordum.

Telefondaki ses:Elisa ile konuşabildin mi?
Lisa:Hayır nasıl söylesem bilemedim.
Telefondaki ses:Benim kötü biri olmadığımı güvende kalacağını ve bol bol eğlenip kafa dağıtacağımızı.
Lisa:Tamam onu ikna edip yanımda getirecem.

Telefon kapandıktan sonra alaycı bir ses tonu ile "nereye gidiyoruz Lisa " diye sordum?

Lisa daha fazla uzatmadan erkek arkadaşının (Zach) bizi bir yere davet ettiğini ve gelip gelemeyeceğimi sordu?.
Kafamı onay verirmişcisine öne geri salladım.Eski bir otel odasına gitmiştik.Zach çok sıcak efendi sakin biriydi.Yatağın üzerine çıkıp tepinmeye başladık.Yastık savaşı yapıyorduk.Sonra birden kapı çaldı.Üç kişi aniden içeri daldı.İki erkek bir kadındı.İçeri giren o üç kişi Zachi çok telaşlandırmıştı.Kimdi bu üç kişi.

Zach:Baba akşam gelecektiniz sanıyordum sizi.

Mark(Babası):Eğlenceni böldük galiba Zach.

Martin(Amcası):Kim bu kızlar.

Zach:Arkadaşlarım.Onlarda şimdi gidecekti.

Elisa:Hadi görüşürüz Zach.Gitmemiz gerek.

Martin:Ne gitmesi.Eğlence yeni başlıyor daha.

Mark:Kusura bakma Zach.Yüzümüzü gördüler.Artık çok geç.

Zach:Ağlayarak çok özür dilerim.Affedin beni dedi.

Rose(Markın Genç Karısı):Hadi artık çıkmamız gerek bizi burada bulabilirler.Telefonları toplayın.

Elisa:Hayır..Hayır..Şimdi hatırlıyordum.Bunlar sabah ki haberde çıkan o mahkumlardı.

Otel odasından çıktık.Lisa bana korku dehşet dolu gözlerle bakıp adeta özür diliyordu.Zorla arabaya doğru bindik.Bize napacaklardı.Zach bizi koruyabilicek miydi?.

LanetlenmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin