"Tarih İngiliz kraliçesini cani bir canavar olarak hatırlar, ancak Mary I'in gerçek hikayesi çok daha inceliklidir."
Kaderi üç Avrupa ülkesinin kaderine ve onların monarşilerinin geleceğine bağlıydı. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth ve İskoç Kraliçesi Mary Stuart: Hiç tanışmamalarına rağmen tarihteki en büyük ve en efsanevi iki kadın rakip. Bir tarafta, çocuksuz "Bakire" Kraliçe Elizabeth; kibar, zeki, taktikçi ve alaycı. Diğer tarafta, Mary; kadınsı, büyüleyici, romantik ve umursamaz. İngiliz tahtında onlarca yıl süren ve 1587'de Mary'nin Fotheringhay Kalesi'nde kafasının kesilmesiyle son bulan uzun ve sözlü bir boks maçı..
Mary'nin hayatını kendi kuzeni Kraliçe I. Elizabeth ile olan akıl savaşları ve ailesinin ona karşı düzenlediği acı dolu ihanetler serisi belirleyecekti. İskoç Kraliçesi Mary'nin 44 yıllık kısa hayatı kendi oğlunun ihanetiyle ve acıyla son buldu. Mary, 1542'de kraliçe olarak İskoç tahtına oturduğunda henüz 6 günlüktü ve başına takılan taç kendisiyle aynı ağırlıktaydı. Aynı zamanda vatanı olan İskoçya'nın, İngiltere Kralı VIII. Henry tarafından işgal edildiği kargaşalı bir dönemde doğmuştu.
Savaşın ve kargaşanın zirvede olduğu dönemde Mary'nin babası olan İskoçya Kralı V. James öldü. Arkasında bir bebek olan kızı Mary'den başka yaşayan varisi kalmadı. Onun ölümü Mary'i bir İskoç Kraliçesi'nden daha fazlası yaptı.
İngiltere tahtına geçmek için VIII. Henry'nin çocuklarından sonra, eski İngiltere Kralı VII. Henry'nin torunu olan Mary de sıradaydı. Ancak İngilizler, VIII. Henry'nin hiçbir çocuğunu meşru olarak tanımaya istekli değildi. Bu yüzden İskoç Kraliçesi olan Mary aynı zamanda İngiltere tahtının da haklı varisi olmuştu.
Katı Katolik kurallarına göre kişinin eşinden boşanması yasaktı. Bu yüzden Mary'nin kuzeni VIII. Henry, Protestanlığa geçmiş ve böylece karısını boşayabilmişti. Onun Protestanlığa geçişi ailesiyle arasını bozdu. Aynı zamanda İngiliz Adalarını Katolikler ve Protestanlar arasında şiddetli bir çatışma içine soktu.
Katolik Kilisesi, Henry'nin eşinden boşandıktan sonraki hiçbir evliliğini tanımıyor ve diğer evliliklerinden olan çocuklarını gayrimeşru olarak kabul ediyorlardı. Kiliseye göre Mary, onun tahtının gerçek varisi idi. Henry bununla mücadele edebilmek ve gücünü koruyabilmek için oğlu VI. Edward ve Mary arasında bir evlilik planlıyordu. Bu evlilik Mary'i Protestanlığa geçmeye zorlayacak ve taht üzerindeki hakkına son verecekti. Ancak İskoçlar bu evliliği reddetti. Mary, bu evlilik yerine Fransa'dan da destek alabilmek için Katolik Fransa Prensi ile evlendi. Böylece onun İngiliz tahtındaki iddiası Fransa'ya da devredilmiş oldu.