Korkuluk

179 156 0
                                        

Benim adım Liam. 

Küçükken evden okula giderken kestirme bir tarla yolu vardı. Uzun buğdayların arasından geçip bir kaç dakika sonra okul yoluna gittiğimiz kestirme bir yoldu. Geceleri biraz karanlık olduğu için kısa süreli kaybolma vs... oluyordu.

O yolda duran buğdayları vs.. yemesin diye kargaları vb.. hayvanları korkutmak için bir korkuluk vardı. Ama gerçek gibiydi. Saman rengi saçlı. Çökük gözler ve göz torbaları. Uzun sivri bir burun. Testere gibi bir ağız yapmışlardı. 

Bir gün yine okula gideceğim sırada bir kaç arkadaşımla birlikte yine o yoldan geçecekken birden o korkuluğun orada durdular. İlk başta neden durduğumuzu anlamadım. Daha sonra hepsi birden sebepsizce korkuluğa zarar vermeye başladılar. Bunu eğlence olarak yapmış olmalılar. Bana da zarar vermem için teklifte bulundular fakat ben kabul etmedim. Gerçekçi  ve korkunç duruyordu. Anlamsızca ondan bir elektrik alıyordum. Onda beni çeken bir şey vardı. Aşırı korkuyordum. 

Okula gittik. Akşam geç çıkıyorduk çocuklar o yolda hep bir şeyler içiyordu. Daha sonrasında da korkuluğa zarar vermeye devam ediyorlardı. Korkuluğu yapan ve mülkün sahibi yaşlı korkunç adam ise bizi sürekli silah vb... şeyler ile kovalıyordu.

Lise yıllarına kadar bu olay sürekli yaşanmaya devam etti. Bir gün lise çıkışında çocuklarla yine bir şeyler içtiğimiz sırada içlerinden birinin tuvaleti gelmişti. Gece olduğu için kimse de yoktu. Bizde git bir yerde yap dedik. Arkadaşımız James de gitti. James bir yarım saat belki de yarım saate yakın bir zaman sonra geldi. 

Rengi bembeyaz olmuştu. Ne olduğunu sorduğumuzda konuşamayacak kadar korkmuş olmalıydı bize cevap vermekte biraz zorlandı. Daha sonra bize olanları anlattı. James ihtiyacını gidermek için korkuluğun oraya gidip korkuluğun oraya yakın bir yerde dururken ilk başta korkuluğun kafası başka yöne dönükmüş. Daha sonra James işini bitirip ona doğru baktığı anda adeta göz göze gelmişler. Korkuluğun kafası ona doğru dönük yüzünde nefret dolu bir ifade varmış. Daha sonra da James zaten koşarak buraya gelmiş.

James'in hikayesine kimse inanmamıştı. ( Christian, Albus, Alex, Kimberly ) herkes onun çok fazla içip sarhoş olduğunu ve bizi korkutmak için bunları kafasından salladığını düşünse de ben bunun böyle olmadığını hissedip ona inanıyordum. 

1 Hafta Sonra Christian

Christian'ın ölüm haberini aldık. Ailesi onun cansız bedenini tarlada korkuluğun orada bulunduğunu söylediğinde bütün vücudum dona kaldı. Kanım çekilmiş gibiydi. Ailesine hiçbir şey diyememiştik. James bana gözleri ile adeta bakın bu bir uyarı size demiştim der gibi bakıyordu. Nefes almak ve biraz düşünmek için dışarı çıktığımda tarlanın orada bir şey gördüm. Evi gülümser bir suratla izliyordu. Gözlerimi ellerimle ovuşturduğumda kaybolup gitmişti.

Başımız büyük beladaydı. Hep birlikte oturup durum değerlendirmesi yaptık.Herkes biri tarafından takip edildiğini ve evinin önünde yada diğer gittiği yerlerde bir şeyler gördüğünü söyledi. Daha sonra hep birlikte dikkatli olmaya çalışacağımıza ve sürekli birbirimize göz kulak olmamız gerektiğini savunsak da başarabilecek miydik ?...

2 Hafta Sonra Alex

Alex : Liam neredesin ?

Evdeyim.

Alex : Liam biri beni izliyor.

Kim ?

Alex : Ayak seslerini duyuyorum evin içinde gibi.

Kim var evde hemen geliyorum dayan Alex kapını vs. kitle.

Alex : Acele et Liam çok korkuyorum. Bu gelen korkuluk değildir demi. Hem nasıl olacak ki o canlı bile değil demi ?

Bilmiyorum Alex ama öğreneceğiz dayan çıktım şimdi 5-10 dakika sonra orada olurum.

Alex : Telefonu kap... Telefon aniden kapanır.

Alex..!, Alex..! Sesin gelmiyor seni duyamıyorum telefon kapandı galiba.

5-10 Dakika Sonra

Kapıyı çaldığımda kimse açmadı. Bende direk arka kapıdan içeri girdiğimde evde çamurumsu toprak izleri vardı. Alex hiçbir yerde görünmüyordu. Daha sonra odasına gittiğimde Alex'in cansız bedenini gördüm. Toprak izleri odasına kadar gözüküyordu. Alex çok ağır şekilde can vermişti. Ağızı dikilmiş bir şekilde buldum boğulmuştu. Mosmor olmuştu. Direk polisleri arayıp bizimkilere haber verdim. 

Herkes eve geldi. Ailesi yazın tatilde olduğu için o sırada orada olamamışlardı. Zavallı Alex canı çok acımış mıydı? diye düşünüp durduğum sırada camdan dışarı gözüm dalmıştı. Dışarıda onu gördüm. Burayı gülümseyerek izliyordu. 

Daha sonra hızlıca oradan çıkıp o korkuluğun oraya gittik. Kimberly, James, Albus.

Korkuluğu yakmaya çalıştık. Albus cebinden çıkardığı alkolü döktü, ben Kimberly ise çakmağı çakarak ateşe verdi. Birden bir çığlık sesi duyduk. Sanki bir içerde canlı canlı yanıyor gibiydi. İnliyordu acıdan. Daha sonra birden bir duman silsilesi çıktı. Çok farklı görünüyordu. Yüz ifadesi gibi duruyordu. Daha sonra oradan kaçarak uzaklaştık. 

Ertesi gün okula gitmek için kalkıp hazırlandığımızda içimizde anlamsız bir mutluluk vardı. Bitmişti. Bize zarar veremeyecekti yandı bitti kül olmuştu. Hep birlikte kestirmeden gittiğimiz sırada birden korkuluğu gördük. Yaktığımız bittiğini düşündüğümüz en büyük kabusumuz hepimizi avlayan o korkuluğu... Korkuluk da yanmayı geçtim bir çizik bile yoktu. Korkudan hepimizin nefesi kesilivermişti. Şimdi ne yapacaktık ? Üstelik bu sefer canını da yakmıştık.

Daha sonra birden korkuluğun kafası bize doğru döndü. Aniden hareket etmeye başladı. Kaçtık. Her birimiz artık birbirinden ayrılmıştı. Peşimizdeydi ve bizi öldürmeden durmaya niyeti yoktu. Nefesimi tuttum buğdayların rüzgardan hareket etmesini izledim. Koşan Albus olmalıydı deli gibi çığlık atıyordu. Bir kaç saniye sonra çığlık sesleri kesildi. Daha sonra yavaş yavaş ilerleyerek Kimberly bulmaya çalıştım. Sessizce " Kim neredesin, duyuyor musun beni ? " diye sesleniyordum.

Biraz ilerledikten sonra bir kıpırdama sesi duydum. " Kim sen misin ? " diye seslenir seslenmez " Evet. Liam ama sessiz ol o burada bir yerde olabilir " dedi. Ellerimizi birbirimizle kavuşturup sessizce bekledik. Hava kararmaya başlıyordu. Birden hızlıca hareket eden birini gördük. Bize doğru kafasını çevirmiş izliyordu. Kafası 360 derece dönüyordu. Gözleri kıpkırmızı olmuştu nefreti ve öfkesini vücudumun her zerresinde hissediyordum. Kim kaçmıştı. Daha doğru kaçmaya yeltendi umarım başarabilir. 

Daha sonra elinde tırpanla benim saklandığım yere hızlı adımlarla yürüyerek geldi. O kırmızı boş gözlerinde ki alevi görebiliyordum. Ağzı ve vücudunun her yerinden kurtçuklar çıkıyordu. Daha sonra birden bir şey oldu ve hızlıca benim yanımda uzaklaştı. Daha sonra Kim'e doğru gitti.

Kim bağırarak " Hayır! lütfen bunu hak edecek ne yaptım ben sana. Ne olur beni affet. Hayır! Hayır! " derken birden sesler kesildi. 

 O duyduğum tuhaf ses " Bana eziyet edip benimle dalga geçmeden önce düşüncektiniz." dedi. 

Herkesi birer birer avlayan o lanetli şeytani korkuluk sırf ona inandığım ve zarar vermediğim için beni bağışlamıştı. 

Artık o yolu kullanmıyorum. Ve kullanan herkese de uyarılarda bulunuyorum. Orada bir şey var ve onu kızdırmak istemezsiniz.

Polis tüm cinayetlerde kanıt olarak toprak ve saman buldu. Cinayetleri hala yapan ortaya çıkmadı.

LanetlenmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin