Avusturalya Melbourne'nin 500 km. doğusunda Croajingolong Ulusal Park'ında bulunan bir deniz fenerine yeni bekçi olarak girmiştim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Henüz 23 yaşındayken bir deniz fenerine bekçi olarak işe başlamıştım. İlk iş deneyimimdi. Başlarda her şey çok güzeldi. Manzara insanların ziyaret etmesi ve en önemlisi parası. Evden çok uzakta olduğum için kendimi çok yalnız ve mutsuz hissediyordum. Üstelik deniz fenerinde gece benden başka görevli de bulunmuyordu. Sıkılıyor ve çoğu zamanda korkuyordum.
Birgün deniz fenerinin önünde oturuyorken,bir ses duydum.Ses bana 'buradan gitmelisin yoksa seninde sonun benim gibi olur' diyordu.
Başta inanamadım.Uykusuz ve stresten böyle birşey duymuş olmalıydım.Başka açıklaması olamazdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Deniz fenerinin içinde geceleri farklı olaylar meydana geliyordu. Anlam veremiyordum. İçimde aşırı derece baskı ve korku vardı. Oraya gittiğimde özellikle geceleri beni istemeyen bir şey vardı. Deliriyor gibiydim. Seslerden çok etkileniyordum beni adeta hırçınlaştırıyor ve başka birine dönüştürüyordu.
Ertesi sabah durumu baş bekçi Leah Honnor'a anlattım .O da bana destek vermesi için yeni birinin gelecegini söyledi.
Deniz Fenerinde her gece birşeyler oluyordu.Kendi kendine ışıklar açılıp kapanıyor,eşyalar yer değiştiriyor hatta bazende gemilere fenere gelmeden birden bire batıyor yada birşeylere çarpıyordu.
Sabah kalktığımda Leah aşağıdan bana seslenerek 'Seni birisi ile tanıştıracam aşağıl gel' dedi.
Aşağı indiğim zaman benden biraz daha ufak olan Peter ile tanıştım.(16)
Robert babasını bir kazada kaybetmişti.
Denizci bir aileden geliyordu.
Sarı saçları,mavi gözleri,pembe yanakları olan ve deniz kokan genç bir delikanlıydı.
Leah daha sonra deniz fenerinden gitti.
Peter ile birlikte deniz fenerini ve etrafı gezdik.
Peter burasının adeta bir cennet olduğunu söylüyordu. Ona bakıp gülümsedim. Daha sonra kahvaltı yaptık ve gelen gemileri karşıladık.
