Adım Asya
Yoğun bir iş hayatım vardı. İşe geliş-gidiş saatlerim belli değildi. Daha yeni başlamıştım ve bu kadar stres sorunu artık kaldıramayacak gibiydim. Özel bir şirkette müşteri ilişkileri bölümünde çalışıyordum. Nişanlanacağım için çalışmam gerekiyordu.
Bir gün işe beni erkek arkadaşım Demir götürdü. Demir ile o gün biraz kavgalıydık. Daha sonra kafamı dağıtmak için işe odaklandım. Ancak işte umduğum gibi gitmiyordu. Akşamı zar zor edip eve geldim. Annemlere görünür görünmez hemen üstümü değişip Demir ile buluşmaya gittim.
Aramızı düzeltmek ve dertleşmek istiyordum. Demir çok akıllı düşünceli saf temiz biriydi. Ancak onun da ciddi sorunları vardı iş yüzünden ve hayata karşı. Yemek için bir şeyler alıp bir camii yakınlarında oturduk. Cuma günüydü ve ertesi gün tatildi.
Demir ile hayata, adalete, sisteme ve hatta Allaha bile isyan ediyorduk. Küfür ediyorduk ve bela okuyorduk. Daha sonra içimizde bir ürperti ola ola eve gittik. Eve geldim o kadar yorgundum ki direk yatağa girip uyumak istiyordum. Öyle de oldu....
Uyurken birden gözlerim kendi kendine açıldı. Etrafı görüyor ve sesleri duyabiliyordum. Sanki uyumamış gibiydim. Her şeyin bilincinde farkındaydım.
Birden odamın kapısı açıldı. Kapıdan içeri çok uzun boylu siyah çarşaflı simsiyah giyinen bir kadın ve elinde de bir çocuk girdi... Kadın bana bakarak odada yürümeye devam etti. Odamda bir şey arıyordu sanki. Dolaplarım, çekmecelerim, kıyafetlerim, eşyalarımı karıştırıyordu. Hoşuna gittiği şeyleri de çanta gibi bir şeyin içine atıyordu. Korkudan dilim damağıma çekildi. Nefesim kesildi. Buz kestim ve etrafta aşırı derece ürpertici bir hava hakim oldu.
Anneme, abime, babama seslenmek istiyordum ama olmuyordu. Biri eli ile sanki üstüme çıkıp ağzımı kapıyor gibi hissediyordum. Hareketsiz ve sessizdim. Ama gözlerimle kadını takip ediyordum. Kadın alacaklarını aldıktan sonra tavana kadar değen boyu bana doğru eğilerek gözlerime yüzüme baktı.
Kadın daha sonra yüzünde ki perçemi biraz aşağı indirerek bana hayatımda duyduğum en korkunç ses ile o korkunç surat ifadesi ile bana " Senin Allah'ın yok mu ?... Kitabın yok mu ?... Yanacaksın.. Bir daha lanet okursan bela okursan bu kadar ile kalmayacağım... " diyerek gitti.
O gider gitmez bir hafifleme geldi. Nefes alıp vermeyi özlemiş olmalıyım. Çok korktum. Direk yataktan koşarak abimi uyandırdım ve başımdan geçenleri anlattım. Abim direk bana su getirdi ve saçlarımla oynayarak beni uyuttu.
***** Ertesi Gün Sabahı *****
Sabah telefonumun ısrarla çalmasına uyandım. Alarm sandım en başta bir kaç kere kapattım. Daha sonra telefonuma baktığımda Demirden mesajlar ve aramaları gördüm korkuyla geri döndüm.
Demir yarım saat içinde hazırlanmamı ve aşağı inmemi istedi. Hazırlandım. Demir araba ile geldi ve bir yere oturduk. Daha sonra sana anlatacağım şeyler hiç hoşuna gitmeyecek diyerek lafa başladı.
Dün gece uyurken birden odamın kapısı açıldı. Kapıdan içeri çok uzun boylu siyah çarşaflı simsiyah giyinen bir kadın ve elinde de bir çocuk girdi... Kadın bana bakarak odada yürümeye devam etti. Odamda bir şey arıyordu sanki. Dolaplarım, çekmecelerim, kıyafetlerim, eşyalarımı karıştırıyordu. Hoşuna gittiği şeyleri de çanta gibi bir şeyin içine atıyordu. Korkudan dilim damağıma çekildi. Nefesim kesildi. Buz kestim ve etrafta aşırı derece ürpertici bir hava hakim oldu.
Anneme, abime, babama seslenmek istiyordum ama olmuyordu. Biri eli ile sanki üstüme çıkıp ağzımı kapıyor gibi hissediyordum. Hareketsiz ve sessizdim. Ama gözlerimle kadını takip ediyordum. Kadın alacaklarını aldıktan sonra tavana kadar değen boyu bana doğru eğilerek gözlerime yüzüme baktı.
Kadın daha sonra yüzünde ki perçemi biraz aşağı indirerek bana hayatımda duyduğum en korkunç ses ile o korkunç surat ifadesi ile bana " Senin Allah'ın yok mu ?... Kitabın yok mu ?... Yanacaksın.. Bir daha lanet okursan bela okursan bu kadar ile kalmayacağım... " diyerek gitti.
Rüyasını hiç bölmeden dinlemiştim. Ama şok olmuştum. Aynı anda aynı rüya ve aynı mesaj verilmişti...
