Ölüm

86 24 47
                                    


Hep düşünmüşümdür ya da daha doğrusu aramışımdır, ama neyi aradığımı hiç bilemedim. Doğruyu arıyordum orası kesin ama kime göre doğru olanı? Bana göre doğru olan mantıklı olmayan bir şeydi çünkü ben mantığın sınırları olduğuna inanıyorum çünkü mantığa bir sınır koymazsak yokken var varken yok olmayan bir Tanrıyı düşünmek yine beynimizi çıkmaz yola sokar ve yine "Nasıl olur?" diye düşünür ve yine en başa geliriz. Bizi öldüren şeyin kader olduğunu söyleriz, kaderimizde trafik kazası sonucu ölüm, kanser sonucu ölüm, savaş sonucu ölüm, kavga sonucu ölüm diye diye giden ölümler var. Aklınıza hiç geldi mi, Bizi öldüren şeyin zaman olduğu. Bizi zaman öldürür. Fazla zaman ise sıkar. Zamanın öldürmesi bu iki cümleden dolayı iyi veya kötü olarak yorumlanabilir ya da zamanı hastalık olarak görebiliriz. Belki de zaman yoktu, belki saatler hiç olmamıştı, belki adem ile havva cennette zamansız yaşıyordu. (yani bizim deyişimize göre sonsuza kadar, aslında sonsuz bile olmuyor sanki hiç var olmamış ama var, sanki bizim diyişimize göre zaman durdu ama herşey akıp gidiyor) Belki de zamanın bizim hastalığımız olmasının sebebi o elmadır ha? İşte insan mantığına sınır koymazsa bu olanların mantıkla alakası olmadığını, bu olaylara mantığın değil ruhun ve zihnin yetebileceğini bilemez. Bu yüzden mantığıma bir sınır koydum. Zaman bizim hastalığımız ve ölmek bu hastalıktan kurtulmaktır belki de, herkesin vaat ettiği ölümsüzlük ise bu hastalığın ikinci evresidir. Bir hastalığa meydan okursanız ne olur, mutasyona uğrar. Hz. Nuh uzun yıllar yaşamıştı. İyi bir şey gibi gözükebilir. Ama nerden bakarsanız bakın hep aynı acıları çekiyor da olabilir. Mutasyonda budur ona göre. Zihninizi sürekli bir değişime sokarsanız ve mantığınıza sınırlar koyarsanız, yeni şeyler keşfedebilirsiniz.  

OlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin