Her şeyi bedeli ile yaşarız. Aşkı keder ile, hayatı ölüm ile, sağlığı hastalık ile, başarıyı zorlu yollar ile bedelini ödeyerek yaşarız diye devam eder bu. Bu yüzden herhangi birisine yaşamınız bunlara bağlıymış gibi tutunmak sarılmak aptallık olur çünkü siz bunları yaşamak için bedel ödediniz, bunlar ile yaşamak için değil. Hepsi gelip geçicidir, bunlardan birini yaşam sebebi olarak görmek bana göre 5 yaşındaki bir çocuğun dün ile yarını karıştırmasına gülünecek kadar komik. Bunları bir yaşam sebebi veya yaşam biçimi olarak göremeyiz, üstesinden gelemediğimiz için "sorunlarla yaşamayı öğrenmeliyiz" diyemeyiz bu korkaklığımızı simgeler. Hele ki aşk, inanmayanları bile inandıran aşk. Aşkı, yani ömrümüzü kapsayan veya kısa süreli parçamız olan mutluluğumuzu, acı ve keder pahasına satın alırız gelecek katilimizden.
Alışmak, alışkanlığımızın ötesinde bir terim çünkü günümüz insanı tek bir şeye inanıyor, diğerlerinin dediğine. Bu yüzden yeni şeyleri içimizde keşfedebilmemiz çok düşük çünkü herkes başkasının hayali olarak keşfettiği şeyi kendi bulmuşçasına yaşıyor ve buna alışıyor. Buna alışmak denmez sığınmak denir, yalnızlıktan ve ne yapacağını bilememekten dolayı sığınıyor. Yalnızlığa ve ne yapacağını bilmemezliğe (yani bir hedef için) çözüm için aklına veya kalbine bir şey yerleştiriyor ve işe bakın ki o da aşk. Aşk insanımızın yeni hedefi oluyor, hedef sadece başaracağımız bir şey değil gitmek, orda yaşamak istediğimiz, onun da (hedefin de) olduğu bir gerçeklikte olmak istediğimizdir. Sonra aşk büyüyor büyüyor ve büyüdükçe patlama etkisi de o kadar artıyor ve BUM!!! Her yer enkaz altında, küller uçuşuyor, ne oldu diyor kalp akla, akılda aynısını kalbe diyor aralarında diyalog geçerken birbirlerine ne zaman bu evreye geldik diye soruyorlar. Ne zaman biz bu olduk. Ne zaman mı? Akıl alışmaya ihtiyacı olduğu için doğru olanı yaptığını sanıp aşkı aldığı zaman. Aklın tek yapması gereken alışmaktı, çözüm değildi. Kalbin asla bir suçu olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olası
RandomTemel bilgilerimizi oynatan, mantığa sınırlar koymamamızın aslında en büyük ihtiyacımız olduğunu anlatan, genel konulara anlam katan-değinen, toplumsa sorunları anlatan ve kişisel gelişimden oluşan bir seri, evet kendim yazdım